Bugün, Sağlık ve Medeniyet Derneği’nin hazırlamış olduğu “Ramazan’da sağlık” adlı çalışmaları elime ulaştı. Gerçekten, akademisyen arkadaşlarımızın sunmuş oldukları bu bilgiler oldukça önemli. Kendi alanlarında uzman doktorlarımızın hazırladıkları notların kısa bir özetini sizlerle paylaşmak istedim. Ayrıca yerinde bazı ikazlarda da bulunmuşlar. Buradaki bilgiler genel bilgilerdir, hastaların kendi doktorları gözetiminde olmaları ve onların görüşlerini alarak hareket etmeleri daha doğru olacaktır.
1) Kronik böbrek hastaları: Böbrek kistleri olan hastalar veya diğer böbrek hastaları yüksek riskli değillerse GFR, 90‘ın üzerindeyse diğer komorbid durumlar göz önünde bulundurularak oruçlarını doktor gözetiminde tutabilirler ama yeterli sıvı almaları gerekir, suyun dışında kavun ve karpuz gibi su oranı yüksek olan meyvelerin tüketilmesini tavsiye ediyorlar. Akut böbrek yetmezliği, son dönem (evre 5) veya diyalize giren kronik böbrek hastaları, böbrek fonksiyonu bozuk olan renal nakilli hastalar yüksek riskli olduğundan dolayı oruç tutmaya uygun değildir diye de not düşmüşlerdir.
2) Demans hastaları için: Günlük temel yaşam aktivitelerini yardımsız ve bağımsız yapabiliyor, sosyal yaşantıları bozulmamış ve çevresine rahatsızlık vermiyor iseler akli melekeleri yerinde olduğundan dolayı doktor gözetiminde oruçlarını tutabilirler. Bu hastalar antikolinerjik ilaçlar alıyor iseler ağız kurulu yaptığından dolayı bu ilaçların dozunu yarı yarıya azaltabilirler veya ara verebilirler. Temel ihtiyaçlarını yardım almadan gerçekleştiremiyor ve ileri derecede Alzheimer hastası ise oruç tutamazlar denmektedir.
3) Diyabetli hastalar: Oral antidiyabetik ilaç kullanan ve yüksek risk grubunda olmayan hastalar doktor gözetiminde oruç tutabilirler ve iftarda ve sahurda aşırı yemek yememeleri, kan şekerini yükseltecek yiyeceklerden uzak durmaları ve bol sıvı tüketmeleri tavsiye ediliyor. Ancak, Tip1 diyabet, gebeler ve şeker komasına girmiş, sık sık kan şekeri düşen, insülin ve/veya sülfonilüre kullanan 75 yaş üstü hastaların oruç tutmamaları gerekmektedir tavsiyesinde bulunuyorlar.
4) Ağrı kesici tedavisi alan hastalar: Ağrılardan dolayı ağrı kesici alan hastalar doktorları gözetiminde uzun salınımlı, günlük bir dozunu ayarlayacak bir şekilde ağrı kesicileri tercih ederek oruç tutabilirler.
5) Fizik tedavi hastaları: Oruç tutan hastalar doktorları ile karar vererek fizik tedavi seanslarını Ramazan’dan sonraya erteleyebilirler. Eklem sertlikleri, kas güçsüzlükleri olanlar ve ağrılı hastaların tedavilerini aksatmaması gerekmektedir.
6) Göğüs hastalıklarında takipli olan hastalar: Hafif orta KOAH tanısıyla kontrol altında olan hastalar ile atak dönemi dışındaki kontrollü astım hastaları ilgili ilaçlarını iftar sahur arasında düzenli kullanarak oruçlarını tutabilirler. Bol sıvı tüketimine ve ağız hijyenine dikkat etmelidirler. Ancak ağır kontrolsüz astım hastaları ile oksijen tedavisi alan ileri KOAH hastalarının oruç tutmasının uygun olmadığını tavsiye ettiler.
7) Hipertansiyon ve kolesterol tedavisi olan hastalar: Hipertansiyonlu ve hiperlipidemisi olan hastalar iftar ve sahur arası aynı saatte olacak şekilde tek doz ilaçlarını almak şartı ile oruç tutabilirler. Hatta oruç sürecinde kalori alımı azalacağından dolayı kan yağları, kolesterol ve trigliserid düzeylerinde olumlu düzelmeler de olabilir.
8) Kalp hastalığı olanlar: Daha önce kalp krizi geçiren, anjiografi yapılan, stent takılan, kalp pili olan, hafif orta kalp yetmezliği ve ritim bozukluğu olan hastalar yüksek riskli grupta değilse doktor gözetiminde iftar ve sahurda ilaçlarını alma şartı ile oruçlu olabilirler ama aşırı yemekten sakınmaları gerekmektedir. İleri derece kalp yetmezliği olanlar ve son bir yıl içinde kalp krizi geçirenler veya Bypass ameliyatı olanların oruç tutması uygun değildir denmektedir.
9) Kas erimesi olan hastalar: Hafif ve orta evre kas erimesi olanlar(sarkopenik) kendi ihtiyaçlarını görebilecek durumda iseler doktor gözetiminde oruçlarını tutabilirler. Proteince zengin beslenilmesi, yürüyüşlerini yapmaları, D vitamini almaları( güneşten yararlanma) süt ve yoğurt gibi ürünlerin alınması gerekmektedir. Fiziksel olarak yardım almadan hayatlarını devam ettiremeyenler ileri derecede sarkopenik olan hastaların oruç tutmamaları gerekmektedir bilgisini paylaşmışlar.
10) Kulak Burun Boğaz Hastası olanlar: Özellikle de reflüye dikkat edilmeli, iftar ve sahurdan sonra uyuma ve sırt üstü uzanma ile ses telleri tahriş olabilir, bu nedenle iftar ve sahurdan sonra hemen uyumamak gerekmektedir. KBB ameliyatları sonra iyileşme döneminde de oruç tutulması uygun değildir denmektedir.
11) Ürolojik hastalar: Bening prostat hipertrofisi, kistik böbrek, düşük riskli nefrolityazis hastaları ve düşük riskli üriner sistem malignitesi olan hastalar doktor gözetiminde günde en az 2 litre idrar çıkışı sağlamaları şartı ile oruçlarını tutabilirler. Ancak, stent takılan, sık taş üreten ve tekrarlayan girişimleri olan böbrek taşı hastaları ile üriner sistem maligniteleri nedeniyle yakın zamanda opere olan hastalar yüksek risklidir ve oruç tutmaları uygun değildir bilgilerini paylaşmışlardır.
Derneğini bu özverili çalışmalarını tebrik ediyor çalışmalarında devamlılıklar diliyorum.
Kaynak: https://www.saglikmedeniyet.org/razamazanda-saglik-rehberi/