Bizimle iletişime geçin

Haberler

HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNDEN MESLEĞE İLK ADIM

Yayınlanma

Tarih

Üniversitemiz Akdağmadeni Sağlık Yüksekokulunda yüksek öğrenimlerine devam eden Hemşirelik Bölümü ikinci sınıf öğrencileri düzenlenen Beyaz Önlük Giyme Töreni’nde önlüklerini giyerek mesleğe ilk adımlarını attı. Düzenlenen törende 62 öğrenci, mesleğe ilk adımı temsil eden beyaz önlüklerini giydi.
Akdağmadeni Sağlık Yüksekokulunda düzenlenen törene Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Karadağ, Sağlık Yüksekokulu Müdürü Suzan Tek Ayaz, ilçe protokolü öğretim elemanları ve öğrenciler katıldı.
Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programın açılış konuşmasını Sağlık Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Suzan Tek Ayaz yaptı. Ayaz konuşmasında : “Bugün burada bir ömür boyu devam edecek meslek yolculuğunuzun simgesi olan “beyaz önlük giyme” törenini gerçekleştiriyoruz. Önlüğünüz, formanız,  aydınlığın, asaletin, bilgeliğin, alçak gönüllü olmanın, sorumluluğun, din, dil, ırk, cinsiyet, millet ayrımı yapmadan dürüstçe çalışmanın simgesidir. Sizlerin ilkeli, kaliteli, toplumsal değerlere saygılı, bilimsel bilgiyle donanmış, sorumluluk alan, yetkin birer hemşire olma yolunda ilk adımlarınızı attığınız mesleğimizi, okulumuzu ve üniversitemizi en iyi şekilde temsil edeceğinize inanıyoruz. Bugün beyaz önlüklerinizi giydirmenin mutluluğunu, 4 yılın sonunda edeceğiniz yeminle sizleri mezun etmenin gururuyla taçlandıracağız.  Buraya gelirken gösterdiğiniz başarıyı yürekten kutluyoruz. Bu istek ve motivasyonunuzun artarak devam etmesi için tüm hocalarımızla birlikte yanınızda olacağımızı bilmenizi isteriz” dedi.
Törende konuşan Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Karadağ, sağlık çalışanı olma yolunda ilk adımlarını ‘Beyaz Önlük’ giyerek atan Üniversitemiz Akdağmadeni Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü öğrencilerine önlük giydirmenin heyecan ve mutluluğunu yaşadığını söyledi. Rektörümüz Prof. Dr. Ahmet Karadağ konuşmasının devamında: “Sevgili Öğrencilerim! Beyaz önlüğün renginin ak ve paklığı kadar mesleğinizin de ak ve pak olduğunu bilmenizi isterim. Hepinizi canı gönülden tebrik ederim. Salgın sürecinde bir kez daha gördük ki sağlık alanında başta hekimlerimiz olmak üzere hemşirelerimiz, ebelerimiz ve bütün sağlık çalışanlarımız çok önemli bir görev ifa etti. Halen de özveri ile ifa etmeye devam ediyor.  Her işin başı sağlık. Sağlık olmadan hiçbir şey olmuyor. Dolayısıyla sağlık süreçlerinin yönetilmesinin mimarları sizlersiniz. Gelecekte bayrağı abiler ve ablalarınızdan sizler alacaksınız. Sağlık Yüksekokullumuzun da bu temelde Akdağmadeni ilçemiz özelinde geleceğin hemşirelerini yetiştirmek gibi bir misyonunun olması çok anlamlı ve değerli. Özellikle ilçelerimizde eğitimlerini sürdüren öğrencelerimizin her zaman yanlarında olacağımızı ifade etmiştim.  Bugün de bu mutlu anlarında öğrencilerimizin heyecanına ortak olmak istedik.  Bizim eğitim-öğretim süreçlerinde amacımız sizi buradan donanımla bir şekilde mezun ederek meslek hayatınıza atılmanızı sağlamak. Onun için var gücümüzle çalışıyoruz. Eğitim-öğretim süreçlerinin yönetilmesinde bizlerden ne talebiniz oldu ise hiç birine hayır demeden karşılamaya çalıştık. Sizler bu ülkenin yarınları ve geleceğisiniz. O açıdan hepinizi kutluyor ve heyecanınızı paylaşıyorum. İyi ki varsınız ve iyi ki bizimlesiniz. Çok anlamlı ve meşakkatli bir mesleği seçtiniz. İnanın bu meslek onuru ve şerefi içerisinde yarın mezun olduğunuzda hem insanlığa, hem topluma hem de birey olarak aileniz ve kendinize çok büyük değer katacaksınız. Bundan emin olabilirsiniz. Bu duygularla beyaz önlük giyen öğrencilerimizi tebrik ediyor bundan sonraki eğitim hayatlarında başarılar diliyorum. ” dedi.
Törende Üniversitemiz Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Temel, “Plastik Hayatlar ve Kanser” konulu bir konferans verdi. Plastik ürünlerin kullanımının artması dolayısı ile özellikle de sıcak yiyecek ve içeceklerin plastik kaplara konulması dolayısı ile çok fazla kimyasalların çözünerek vücudumuza geçtiğini söyleyen Prof. Dr. Hamdi Temel, belli bir zaman sonra bu çözünen kimyasalların vücudumuzda etkileşimler yaparak zarar verebileceğini dile getirdi. Son yıllarda plastikler ve mikro plastikler ile ilgili çalışmaların arttığını belirten Prof. Dr. Hamdi Temel,  “Ne yazık ki anne sütünden tutun, dışkılarda, bebeklerin plasentasında bile mikroplastiklerin bulunuyor. Belki şuan için bu mikroplastiklerin bir zararı görünmemektedir. Ancak yıllar sonra bu mikro plastikler vücutta birikerek nasıl bir zarar verebileceği kestirilememektedir. Plastikler çözünse ayrı dert çünkü toprağın, suyun ve havanın fiziksel ve kimyasal yapısını bozuyor. Çözünmese ayrı dert, hayvanlar yiyerek ölümlerine ve yaralanmalarına neden oluyor” dedi.
Konuşmaların ardından öğrenciler beyaz önlüklerini giymenin mutluluğunu yaşadı.

Okumaya devam et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Akademisyenlere Yönelik Proje Hazırlama ve Yürütme Eğitimi Düzenlendi

Yayınlanma

Tarih

Yazar

Amasya Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü tarafından finanse edilen Akademisyenlere Yönelik Proje Hazırlama ve Yürütme Eğitimi, Amasya Üniversitesi Rektörlüğünde Düzenlendi.

Rektör Yardımcısı ve BAP Komisyon Başkanı Prof. Dr. Murat Kurt, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Dudu Duygu Kılıç, Matematik Kulübü Danışmanı Doç. Dr. Tevfik Şahin ve Sağlık Kültür Spor Daire Başkan V. Öğr. Gör. Osman Kayhan koordinatörlüğü üstlendiği programa, Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hakkı Turabi de katıldı.

Programda, Yozgat Bozok Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Böyükata, Prof. Dr. Hamdi Temel, Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi’nden Prof. Dr. Safa Tarhan, Hacettepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Nurettin Demir ve Amasya Üniversitesi’nden Prof. Dr. Dudu Duygu Kılıç eğitmen olarak görev yaptılar.

09-10 Mart 2024 tarihlerinde düzenlenen eğitim programında akademisyenlere, “Temel Kavramlar: Bilgi Bilim Araştırma, Hipotez – Projenin Bileşenleri: Özgün Değer, Yöntem Yapılabilirlik, Yaygın Etki – Literatür Analizi: Bilgi Kaynaklarına Ulaşım ve Değerlendirilmesi – Araştırmanın Planlanması: 5N1K ve Zaman Yönetimi – Proje Yönetimi ve Sonuçlarının Değerlendirilmesindeki İncelikler – Proje Destekleri – Prototip Proje Tasarımı Uygulaması” konuları anlatıldı.

Eğitim, katılımcılara belgelerinin verilmesi ve ardından fotoğraf çekimiyle sona erdi.

Okumaya devam et

Haberler

YOZGAT ÇAMLIĞI’NDAKİ KAR KUYULARI TURİZME KAZANDIRILMAYI BEKLİYOR

Yayınlanma

Tarih

Yazar

SEYFİ ÇELİKKAYA

Çevre Bilincini Geliştirme Derneği Başkanı Prof. Dr. Hamdi Temel, elektrik, buzdolabı, soğuk hava deposunun bulunmadığı dönemlerde insanların kar kuyularını kullandıklarını belirterek “Yozgat Çamlığı’ndaki kar kuyularını da bir turizme kazandırmamız gerekecek” dedi.

Türkiye’nin ilk milli parkı Yozgat Çamlığı’nda 7-10 asırlık doğal karaçam ağaçlarının arasındaki 16 kar kuyusundan 2’si tespit edildi. Diğerlerinin de gün yüzüne çıkartılıp, turizme kazandırılması bekleniyor.

“ÇAMLIKTA 16 TANE KUYUNUN OLDUĞU GÖZLENİYOR”

Yozgat Bozok Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Çevre Bilincini Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Hamdi Temel, çamlıkta belirlenen kar kuyularını inceleyerek bilgi verdi. Hava koşulları nedeniyle çamlığın iç kısımlarında, kısmen restore ettirilen kar kuyusuna şu an için ulaşmanın zor olduğunu, ancak kendisinin yaz aylarında gittiğini bildiren Temel, her mevsim gidilebilecek yerde bulunan diğer kar kuyusunun doğal yapısını koruduğunu söyledi. Temel, şöyle konuştu:

“Türkiye’nin ilk milli parkı olan, 1958 yılında milli park olarak ilan edilen Yozgat Çamlığı’ndayız. Gerçekten karaçamları da görüyorsunuz, en az bunların ömürleri 400 yıllık ömürleri olan bir karaçamların aralarında olan kar sularının durduğu kar kuyularından bir tanesinin başındayız. Aslında Yozgat’ta bu çamlıkta 16 tane kuyunun olduğu gözleniyor. Yozgat Çamlığımızda iki tane kuyumuz aktif bir şekilde insanların görmesi üzerine yapılmış. Bir tanesi birazcık daha restore edilmiş ama şu an buradaki kar kuyumuz tamamen doğal olan kar kuyusu. Günümüze kadar da kalmış. Aslında en az bir 7-8 metredir, tahmin ediyorum ama şu an 3-4 metrelik yeri gözüküyor, diğerleri toprakla dolmuş bir vaziyette. Dikkat ederseniz orada insanların merdivenlerle aşağıya inip çıkmasını sağlayan merdivenler var. Bazen de böyle iplerle aşağıya, kuyuya böyle makaralarla inmişler tekrar o malzemeleri çıkartmışlar. Bir 40-50 yıl kadar öncesi, daha öncekilerde elektriğiniz yok, işte buzdolaplarınız yok. O zaman bu acaba soğuk hava deposu niteliğinde olan şeyler nasıl sağlanmış? Bizim eski insanlarımız işte böyle kar kuyularıyla sağlamışlar.”

“YOZGAT ÇAMLIĞINDAKİ KAR KUYULARINI TURİZME KAZANDIRMAMIZ GEREKECEK”

Sadece Türkiye’de değil dünyanın farklı ülkelerinde de kar kuyularının bulunduğunu bildiren Prof. Dr. Temel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Kar kuyularını dünyada bakacak olursak gerçekten hem doğal kar kuyuları var. Boğazı dar olup aşağıya doğru genişleyen kar kuyularını görüyoruz. Bunların malzemeleri koyduktan sonra tabi bayağı bir karlar falan birikmişler orada. Daha sonra da malzemeler konmuş. Üzeri de kapatılmış. Yani hayvanlardan falan korunmak için. Bir de böyle suni dediğimiz yapay kuyular var ki Yozgat’takiler yapay kar kuyuları. Biz de yurt dışına gittiğimiz zaman görüyoruz ki bir seferinde böyle bir kar kuyusuna rastlamıştık. Türkiye’den bizi öyle bir götürüyorlar ama gittiğimiz an 2-3 tane büyük otobüsler vardı, bu kar kuyularını görmek için. Bu şu demek; aslında Yozgat Çamlığı’ndaki kar kuyularını da bir turizme kazandırmamız gerekecek.

“YOZGAT ÇAMLIĞINDAN TAM YARALANAMIYORUZ”

Anadolu insanı turşu, salça gibi şeylerde ihtiyaç duyduğundan dolayı yazın bunların bozulmaması için bu kar kuyularından yararlanmışlar. ‘Karcı’ dediğimiz ‘kar esnafı’ dediğimiz insanlar bunları ticari amaçlı olarak düşünmüşler. Mart ayındaki tabii karlar birazcık daha temiz oluyor, şu an temizlenme aşamasına gelmiş bu karlar. Ya malzemeleri buraya koymuşlar ya da şehre götürmüşler bunlardan dondurmalar yapılmış, kar dondurmaları işte ne bileyim kar helvaları veya hepimizin bildiği kar pekmezleri falan bunlar yapılarak insanlara sunulmuş. Meyve suları, ayranlar düşünün yani gazozlar vesaire bunların hepsi soğutmak için bu kar kuyularından elde edilen o buzlardan sağlanmış. Yozgat Çamlığı’ndan ne Yozgatlılar olarak ne de Türkiyeliler olarak tam yaralanamıyoruz. Tam bir kros yaparak, yürüyüş yapabileceğimiz yerler burası. Şuranın tarihi bir yazısını yazarak insanların turizmine kazandırması, bu bölgeye ekonomik yönden de bir katkı sağlamak demektir. Özellikle Avrupa’daki bazı ülkeler kar kuyularından elde edilen buzları ihraç etmişler, bazı ülkelere satmışlar. Mesela Portekizliler Romalılara satmış o zaman, tarihine falan bakacak olursanız. Osmanlılar da özellikle kar buzu ihtiyacını ‘karzızade’ diye bir birim kurmuşlar ve buna da 300 tane nefer vermişler. Bu kişi özellikle saraydaki veya İstanbul’daki buz ihtiyaçlarını Uludağ’dan karşılamışlar. Bu bölgede de biliyorsunuz Erciyes Dağı’ndan hala kar suyundan musluklardan su akıp oradan içen insanların da olduğunu görüyoruz.”

Okumaya devam et

Haberler

Cumhuriyet Ortaokulu öğrencileri görünmeyen mikroplastikler ile tanıştı!

Yayınlanma

Tarih

Yazar

Çevre Bilincini Geliştirme Derneği Başkanı ve Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof Dr. Hamdi TEMEL TÜBİTAK Bilim Söyleşileri programı kapsamında Yozgat Cumhuriyet Ortaokulu öğrencileri ile bir araya geldi.

Seminer çok ilgili bir öğrenci kitlesi ile soru ve cevaplar şeklinde geçti. Öğrencilerin konuya duyarlılığı ve yorumları görülmeye değerdi.

TÜBİTAK’ın Bilim Söyleşileri ile ilgili kısa videosunun ardından konu ile ilgili kısa metrajlı film gösterisinin sonunda çevre bilinci ile ilgili öğrencilere sorular yönelten Temel sağlıklı bir hayat için çevre eğitiminin olması gerektiği vurgusunu yaparak söyleşisine geçti.

Şuursuzca yere atılan plastiklerin, naylon poşetlerin çözülerek mikroplastiklere dönüştüğünü eğer çözünmez ise hayvanlara zarar verdiğini hatta onların ölmelerine bile neden olduğu açıklamasını yaptı.

Kozmetik ürünlerden bol miktarda mikroplastik alındığını belirten Temel artık yayınlarda bir haftada kredi kartı büyüklüğünde plastik yediğimizin ispatı da yapıldı dedi.

Sayın Temel yediklerimize içtiklerimize çok dikkat etmeliyiz güneş ışınlarına maruz kalmış ne içecekleri ne de yiyecekleri almamalıyız bilgilerini verdi.

Yaptıkları araştırmalarda pet şişelerde beş kimyasal maddenin suya geçtiğini bulduklarını ve pet şişelerden su içerken daha dikkatli olunması gerektiğini söyleyen Temel, yemeklerde kullanılan sofra tuzlarında, balıklarda, içme sularında, poşet çaylarda mikroplastiğe rastlandığını sözlerine ekledi.

Son yıllarda hemen hemen her gün mikroplastikler ile yeni yayınlar ve çalışmalar olmaktadır ve gün geçtikçe de mikroplastikler hayatımıza çıkmamak üzere girmiştir. Kutuplara ulaşaşan ve kar tanelerin içine  sızan mikroplastiklerin şuan için nasıl bir etki yapacağı kestirilememesine rağmen bu kadar kimyasallı maddelerin vücutta rahat durmayacağı bilgisini vererek ileride çok daha büyük sağlık sorunları çıkabileceğini bu yüzden plastik kapları ve plastik ile kaplı ürünleri alırken daha dikkatli olması gerektiği mümkünse alınmaması bilgilerini vererek söyleşisini tamamladı.

. Söyleşi sonunda Yozgat Cumhuriyet ortaokulu müdürü Fatih BİLİR böyle etkinliklerin devam edeceğini belirterek Sayın Temel’e çok verimli geçen söyleşiden dolayı teşekkür etti. TÜBİTAK tarafından hazırlanan katılım ve teşekkür belgelerini Prof. Dr. Hamdi TEMEL ve TÜBİTAK Bilim Söyleşi Programı koordinatörü Okul öğretmeni Nurullah Korkman beye takdim edildi ve öğrenciler ile hatıra fotoğrafı çekilerek program sonlandırıldı.

Okumaya devam et

Trendler

Prof. Dr. Hamdi Temel © 2020 Tüm hakları saklıdır. Site içerisindeki yazıların izinsiz ve kaynak gösterilmeden paylaşılması yasaktır.

Toplam Ziyaretçi Sayısı

maksibet giriş maksibet film hd izle film izle film hd izle şutbet giriş şutbet oslobet giriş oslobet betmoris giriş betmoris elexusbet giriş favorislot elexusbet giriş