Bizimle iletişime geçin

Haberler

Yozgat’ta 42 akademisyen, lavanta bitkisini sağlık açından araştırarak kaynak kitap hazırladı

Yayınlanma

Tarih

Haber: Seyfi Çelikkaya 

(YOZGAT) – Yozgat’ın Çekerek ilçesinde 2019 yılında kurulan Lavanta Adası’nda iki yıl süre ile inceleme ve araştırma yapan Yozgat Bozok Üniversitesi’nden 27 farklı ana bilim dalından 42 öğretim üyesinin katkıları ile hazırlanan ‘Sağlık Bilimleri Açısından Lavanta’ adlı kitap piyasaya çıktı. Kitabın editörlüğünü üstlenen Prof. Dr. Hamdi Temel, lavanta konusunda birden fazla yayının bulunduğunu, sağlık açısından ise Türkiye’de ilk olarak kendilerinin bir kaynak kitap hazırladıklarını söyledi.

Yozgat’ın Çekerek ilçesindeki sulama amaçlı baraj sularının çevrelediği 250 dönümden oluşan adaya 250 bin lavanta dikimi yapılarak, Türkiye’nin tek parselde en büyük Lavanta Adası oluşturuldu. Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamdi Temel ile 42 öğretim üyesi, lavanta adasında yaklaşık iki yıl süren inceleme ve araştırma sonuçlarının bir kitapta topladı. Lavanta bitkisinin sağlık bilimleri açısından değerlendirildiği kitabın, önemli bir akademik boşluğu dolduracağını aktaran Prof. Dr. Temel, Yozgat’ın Çekerek ilçesinde de yetiştirilmeye başlanan lavanta bitkisine, hazırlanan kitapla bilimsel açıdan da dikkat çekmek istediklerini vurguladı.

“4 bin yıldır lavanta insanoğlunun hizmetine sunmuş olan bir bitki”

Prof. Dr. Temel, lavanta bitkisinin tarih boyunca insanoğlunun hizmetine sunulduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu:

“Yaklaşık 1,5-2 yıldır biz bu lavanta kitabı ile uğraşıyoruz, kitabımız sonunda çıktı. Bozok Üniversitesi, özellikle Tıp Fakültesi öğretim üyeleri, Veteriner Fakültesi öğretim üyeleri, Diş Hekimliği Fakültesi ve Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden de hocalarımızın katkıları olan, 42 akademisyenin beraberce hazırlamış olduğu bir kitabımız bu. Kitabımızın önemli bir özelliği var, biz işi tamamen sağlık bilimleri açısından değerlendirdik. Bu kitabı aldığınız zaman sağlık bilimleri noktasında aklınıza gelen hemen hemen bütün soruların cevaplarını, yapacağınız akademik çalışmaların bir temeli olacak nitelikte olan bir kitabımız. İki yıl önce Türkiye’nin gerçekten en büyük lavanta adası dediğimiz ve dünyada da sayılı olan adalardan bir tanesi olan Çekerek’te lavanta adasını gezdiğimiz zaman, birkaç öğretim üyesiyle dedik ki; lavantanın sadece Türkiye’de değil dünyaya tanıtılması gerekir. Turizm sektörü bizim için çok önemli, insanlar biliyor, orada çok güzel resimler çekiniyorlar. O ayrı bir konu ama bunu artık tamamen akademik anlamda, sağlık bilimleri anlamın da değerlendirmemiz lazım ki; biz bu kitabı çıkarttıktan sonra şu an çok güzel bir TÜBİTAK 1001 projesi gönderdik. Avrupa Birliği projesi şu an bitme aşamasında. Seneye belki bunların artık akademik çalışmalarını da konuşacağız. İki bine yakın literatürler talanmış. Eğer gerçekten bir akademisyen, sadece akademisyen değil halkımızda bu lavantaya ilgi duyan bir insan okuduğu zaman lavantanın gerçekten çok önemli bir bitki olduğunu görecek. Zaten 4 bin yıldır lavanta insanoğlunun hizmetine sunmuş olan bir bitki. Çünkü ilk başta kozmetik alanında başlamış. Hatta bizim Yozgat’ta yorganların, yastıkların, yatakların içine bile lavantalar atılırdı ki güvelenmesin diye.”

“Müthiş bir ağrı kesici”

Lavanta bitkisinin sağlık açısından çok fazla faydalarının bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Temel, lavantanın faydalarını şöyle özetledi:

“Çok inanılmaz derecede faydaları var. Burada özellikle üniversite gibi büyük kurumlarda, belediyelerde, hem çok güzel göze hitap ediyor hem de lavantanın o kokusunu içinize çektiğiniz zaman stresinizi aldığını görüyorsunuz. Örneğin üniversite kampüsünde bir lavanta bahçesi olduğu zaman çocuklarımız sınavdan çıktıktan sonra o stresten kurtulmaları için gidip lavanta bahçesine uzanmaları, onları böyle içlerine çekmeleri gerçekten stresi aldığını gösteriyor. Oksijensiz falan kaldığınız zaman başınızın hafif ağrıması normal, çok normal bir şey, bu da büyük bir ihtimalle oksijensiz kalmasından dolayı. Hemen bir sentetik ağrı kesici almaktansa ben bir lavanta yağını alırım, başıma masaj yaparak lavanta yağıyla boyunlarınıza veya ağrıyan herhangi bir yerinize masaj yaparak yağı kullandığınız zaman o ağrının hafiflemiş olduğunu da göreceksiniz. Müthiş bir ağrı kesici. Krem olarak da kullanıyorsunuz. Baktığınız zaman kanserle ilişkili olduğunu görüyorsunuz, bu tip çalışmalarda. Bunlar biraz üst çalışmalara doğru gidilebiliyor. Burada dört beş tane sayfada kanser-lavanta arasındaki etkileşimleri görebiliyorsunuz. Uyku problemi olanlar, akşam yanınızda lavanta kokulu bir şey sürdüğünüz zaman uyku stresinizin yok olduğunu, çok rahat uyumanıza neden olduğunu görüyorsunuz. Aromaterapide çok inanılmaz derecede kullanılıyor. Bunun yanında lavantanın covit ile ilişkili olup olmadığını merak ediyorsanız, burada çok önemli bir konumuz var oraya bakabilirsiniz. Gıda ambalaj sektöründe kullanılıyor. Çünkü bunlarda artık gıda ambalaj tamamen sentetik polimer bir şey kullandığınız zaman onun içindeki kimyasallar geçebilir. Onun için biyo çözünür dediğimiz işte lavantalı kaplama yaparsanız, lavantanın çok daha inanılmaz derecede çok daha farklı anlamlarda kullanıldıklarını göreceksiniz.”

“Kitabımızda işin klinik boyutunu değerlendirdik, yüzde 80’e yakını tamamen klinik”

Prof. Dr. Hamdi Temel, “Lavantayla ilgili çok kitap var, işin endüstriyel boyutu, bitkisel boyutu, Ziraat Fakültesindeki arkadaşların vesaire bunların yazmış oldukları çok güzel kitaplar var ama biz bu kitabımızda işin klinik boyutunu değerlendirdik, yüzde 80’e yakını tamamen klinik. İlk bölümümüz lavantanın genel bir açıklaması, biyokimya ve farmakolojik kısımlarını vermişiz ama sonraki kısımları tamamen klinik çalışmalarına ayrılmış. Lavantayla ilgili bir çalışma yapacaksanız, özellikle sağlık bilimlerini ilgilendiren, klinik boyutunu ilgilendiren bir çalışma yapacaksanız bu kitap sizin için birebir bir kaynak olacaktır. İki bin tane kaynağı zaten okumaya çalıştığınız zaman onların özetlerini bile aldığınız zaman lavantanın sağlık açısından faydalarını veren bir bilgi birikimine sahip olmuş olacaksınız” diye konuştu.

Okumaya devam et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Sinop Üniversitesi’nde “Bilimsel Araştırma Projesi Hazırlama ve Yürütme Eğitimi” gerçekleştirildi.

Yayınlanma

Tarih

Yazar

Sinop Üniversitesi’nde “Bilimsel Araştırma Projesi Hazırlama ve Yürütme Eğitimi” gerçekleştirildi.Sinop Üniversitesi akademisyenlerine yönelik olarak, üniversitenin Proje ve Veri Yönetim Ofisi ile Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinatörlüğü iş birliğinde düzenlenen “Bilimsel Araştırma Projesi Hazırlama ve Yürütme Eğitimi” yoğun bir içerikle tamamlandı.Alanında uzman ve deneyimli akademisyenlerin katkılarıyla, Ahmet Muhip Dıranas Uygulama Oteli’nde 18-19 Ocak 2025 tarihlerinde gerçekleştirilen ve iki gün süren eğitimden kendi isteğiyle katılan 25 civarında araştırmacı yararlandı. Farklı üniversite ve disiplinlerden tecrübeli 5 akademisyen, bilgi ve deneyimlerini paylaştı.Sabahları eğitim seminerlerinde ve öğleden sonraki uygulamalarda verdikleri bilgilerle Selçuk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Recai Kuş, Yozgat Bozok Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Böyükata ve Prof. Dr. Hamdi Temel, Sinop Üniversitesi’nden Prof. Dr. Sabri Bilgin ve Doç. Dr. Esra Bozkurt Altan, araştırma projelerinin hazırlanması, yürütülmesi ve raporlanması konularında katılımcılara rehberlik etti.Eğitim programı kapsamında, proje hazırlamanın püf noktaları, bütçe yönetimi, araştırma süreçlerinde karşılaşılan zorluklar ve çözüm önerileri detaylı bir şekilde ele alındı. Ayrıca katılımcılara, proje yürütme süreçlerinde karşılaşabilecekleri durumlarla ilgili uygulamalı örnekler sunuldu. Her fırsatta yararlanıcıların sorular sorup cevaplar aldığı program süresince etkileşimli ve aktif bir uygulama stratejisi güdüldü.Farklı destek programları hakkında bilgilerin de paylaşıldığı programda, TÜBİTAK – 1001 formu üzerinden gruplar halinde proje yazımı uygulaması da gerçekleştirildi.Organizasyon Grubu’ndan Dr. Öğr. Üyesi Serkan İşcan ve Öğr. Gör. Dr. Engin Bayra’nın koordinasyonunda yürütülen etkinliği ziyaret eden Sinop Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Şakir Taşdemir, yapılan çalışmaları inceleyerek bilgiler aldı.Programa katılan araştırmacılar, kendileri için umduklarından çok daha faydalı bir eğitim aldıklarını ifade ederek, etkinliğin tekrarlanmasının ve farklı hedef gruplar için yapılmasının faydalı olacağını belirttiler.Eğitim sonunda, Rektör Prof. Dr. Şakir Taşdemir, “Araştırma ve projelerin planlama aşamasından uygulanmasına kadar tüm süreçlerini etkili şekilde yönetebilmek, bilimsel başarılarımızın temelini oluşturuyor. Bu tür eğitimlerle araştırmacılarımızın donanımlarını artırmayı hedefliyoruz.” dedi ve gönüllü eğitmenlik yapan hocalara teşekkür belgesi takdim etti.

Okumaya devam et

Haberler

Sinop BİLSEM’de akademisyenler, öğretmenler ve öğrenciler bir araya geldi. Dönemin son günü, Sinop Bilim ve Sanat Merkezi (BİLSEM), Yozgat Bozok Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mustafa Böyükata ve Prof. Dr. Hamdi

Yayınlanma

Tarih

Yazar

Dönemin son günü, Sinop Bilim ve Sanat Merkezi (BİLSEM), Yozgat Bozok Üniversitesi öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mustafa Böyükata ve Prof. Dr. Hamdi Temel’i konuk etti.

Okulun Edebiyat Öğretmeni Ali Yıldız’ın ön ayak olduğu ve 17 Ocak 2025 Cuma akşamı gerçekleşen “Akademisyen Buluşmaları” etkinliğine kuruma devam eden öğrenciler, öğretmenler ve veliler de katıldı.

“Proje Döngüsü Yönetimi ve Proje Fikri Geliştirme Stratejisi” başlığı etrafında sohbet tadında yaptığı söyleşide Prof. Dr. Mustafa Böyükata, çocuklardan gelen sorulardan başlayarak etkileşimli bir şekilde bilgiler paylaştı. Buluş, icat ve keşif kavramları üzerinden tartışma başlatıp, proje fikri geliştirme stratejilerini anlattı ve proje yarışmalarında ödül almamanın kötü bir şey olmadığını ifade etti.

“Plastik Hayatlar ve Kanser” başlığı etrafında bilgiler veren Prof. Dr. Hamdi Temel ise öğrencilerden gelen meraklı sorular etrafında, sağlık alanındaki son çalışmalar, pet şişeler, sağlıklı su, tıbbi bitkiler ve faydaları konularında dikkat çekici noktalara değindi. Temel, bilimlerden uygulamalı bilimlere ve farmakoloji, sağlık ve yenilikçi çalışmalara dair ilgi uyandıran paylaşımlarda bulundu.

İlgiyle takip edilen seminerin ardından, kurum öğretmenleri ve yöneticileriyle sohbet eden akademisyenler, hem BİLSEM’de yapılan özgün çalışmalardan haberdar oldular hem de kişisel önerilerini öğretmenlerle paylaştılar.

Çok keyifli ve heyecan uyandıran bir atmosferde geçen söyleşilerin ardından, Sinop BİLSEM Müdürü Tamer Yurtseven, konuk akademisyenlere teşekkür ederek ilerleyen dönemlerde de birlikte çalışmalar yapmayı ümit ettiklerini belirtti.

Okumaya devam et

Haberler

Prof. Dr. Hamdi Temel: “Kimyasallar toprağımız da kirletiyor”

Yayınlanma

Tarih

Yazar

Haber: Seyfi ÇELİKKAYA

(YOZGAT)- Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamdi Temel, son yıllarda sebze, meyve ve özellikle de tahıl üretiminde çok fazla kimyasal kullanıldığına dikkati çekerek, bu kimyasal maddelerin insan sağlığı açısından da sorun yarattığını söyledi. Temel, ”Dikkat ederseniz bu kadar teknoloji ilerlemesine rağmen, refah seviyesi aslında yükselmesine rağmen inanılmaz derecede hastalıklarımız da arttığını görüyoruz” dedi.

Çevre Bilincini Geliştirme Derneği Yönetim Kurulu Başkanı da olan Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamdi Temel, tarım sektöründe kimyasal gübre ve ilaçların bilinçsiz olarak kullanılmasının canlılar üzerinde olumsuz etkiler yaptığını bildirdi.

Temel, son yıllarda sadece Türkiye’de değil, tüm dünyada meyven, sebzen ve özellikle de tahıl ürünlerinin verimini artırmak için kimyasal gübreler, kimyasal ilaçların çok fazla kullanıldığını belirtti. Temel, ”İnsanlar en son çare olarak bu kimyasal maddeleri kullanması gerekirken ne yazık ki ilk başta bunları kullanıyorlar ki; kullandıkları zaman biraz eğitimsiz de oldukları zaman o vermiş olduk kimyasalların eğer dozunu da kaçırırlarsa fazla vermiş olurlarsa zehirlenmeler meydana geliyor” ifadesini kullandı.

“İnanılmaz derecede hastalıklarımız da arttığını görüyoruz”

Hastalıkların inanılmaz derecede artıtğını ve çeşitlindiğine işaret eden Prof. Dr. Temel, şöyle konuştu:

”Kimyasallar, kalıntılar, meyvee, sebzee, tahıllarda olduğu zaman bu hem toprağımızı kirletiyor, hem suyumuzu kirletiyor, hem havamızı kirletiyor, bu kadar kirlilik eninde sonunda bitki, hayvan ve en sonunda bize geliyor. Ve dikkat ederseniz bu kadar teknoloji ilerlemesine rağmen, refah seviyesi aslında yükselmesine rağmen inanılmaz derecede hastalıklarımız da arttığını görüyoruz. Özellikle kronik dediğimiz hormonsal problemler, kanser, çeşitli kanser riskiyle karşı karşıyayız. Nörolojik hastalıklar dediğimiz, insanlar 70 yaşını geçtikten sonra hepsi ya alzaymır ya parkinson hastası gibi değişik sinirsel problemler meydana getiriyor. Ya da akut dediğimiz, soluduğumuz zaman ya da işte o kimyasallar deriyle temas ettiği zaman astımdan tutun derinin alerjisine kadar, derilerde kızarıklıklara kadar böyle problemler meydana getiriyor. Eğer siz o kimyasalları sebzelerde veya diğer tahıl ürünlerinde kullandığınız zaman onları yakabilirsiniz. Benek benek böyle değişik çürümeler vesaire meydana gelebiliyor. Onları yiyen bizler de işte o mahsullerden yararlanan istifade eden bizlerde de yüzde 60, yüzde 70 oranında, hatta yüzde 80 oranında bizim kanlarımızda da bu kimyasalların var olduğunu görüyoruz.

Yıllar önce düşünün bütün çiftçilerimiz aslında organik olarak mahsullerini yetiştiriyorlardı, hayvan gübrelerinden tutun çok daha değişik, bunların eğitimler verildiği zaman çok daha verimli, çok daha organik maddeler, organik mahsulleri elde edebiliyorsunuz. Son yıllarda işte permakültür eğitimleri çok artmış, bunun solucan gübresi gibi veya diğer tamamen organik olan, organik düşünebildiğimiz gübreleri ilk önce bunları denemek lazım. Mesela boraks gibi, borikasit gibi, işte bor gübreleri diyoruz bakın ama bunlarla ilgili öncelikle bir toprak analizinin yapılması lazım. Eğer siz toprak analizi yaparsanız zaten o toprağın verimini arttırmak için değişik özellikle biyo dediğimiz şeyler kullanabilirsiniz. Gerçekten dünya artık bu organik tarıma geçmişler, buna biz de Türkiye olarak da geçmemiz gerekiyor. Çünkü Türkiye deyince bir tarım ülkesi, bir hayvancılık ülkesi olarak düşünmemiz gerekiyor ki; zaten bu da doğru bir şeydir.”

”Ürünleri destekleyici programları yapmamız lazım”

Devletin öncelikle çiftçinin ürünlerini destekleyici programlar yapması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Hamdi Temel, sözlerini şöyle tamamladı:

”Pazara gittiğiniz zaman biraz böyle kurtlu olan işte elmayı tercih edin falan dediğimiz, aslında o kadar çok doğru bir şey ki; eğer o meyve sebze de kurt geçiyorsa aslında o organik demektir. Bu çok doğru bir terim. Yani biz devlet olarak öncelikle çiftçilerimizin bahçesinde kendi yetiştirmiş olduğu ürünleri destekleyici programları yapmamız lazım. Bakıyorsunuz çok güzel simetrik yapılı böyle meyve sebzeler var. Ama burada görüyorsunuz ki buraya hormon verdikçe vermişler. Şekil güzel ama içini açtığınız zaman ya da kokladığınız zaman ne tat var, ne koku var, hiçbir şey yok. Bir kere organik olmayan ürünleri kesinlikle alınmaması gerekir ki; eğer biz bu konuda duyarlı olursak eminim büyük çiftçi olan işiler de şunu diyecekler, ‘Ya demek ki artık halkımız bu noktada çok şuurlanmışlar, biz de şu kimyasal olan ürünleri, verdiğimiz gübreleri veya kimyasal ilaçları artık kullanmadan vazgeçelim.’ Alışveriş yaptık ama biz güvenemiyoruz. Bu dediğimiz çok renkli, çok simetrik, görüntüsü harika ama tadı falan çok kötü, güvenemediğimiz bir ürün olursa kesinlikle bunu yıkamalıyız. Önce bir yerde bekleyeceksiniz. Biraz sirke, hatta biraz bakın bir karbonatla, sadece sirke düz su yetmiyor, biraz karbonat da koymamız lazım ki içindeki mikroial temizlikler yapılsın. Artı meyvelerimizde aslında ben kabuk yenilmesi taraftarıyım ama eğer organik olmadığına inanıyor isek, güvenemiyorsak o meyvelerde mecburen o kabuklarını da soymamız gerekecek.”

Okumaya devam et

Trendler

Prof. Dr. Hamdi Temel © 2020 Tüm hakları saklıdır. Site içerisindeki yazıların izinsiz ve kaynak gösterilmeden paylaşılması yasaktır.

Toplam Ziyaretçi Sayısı

maksibet giriş maksibet film hd izle film izle film hd izle şutbet giriş şutbet oslobet giriş oslobet betmoris giriş betmoris elexusbet giriş favorislot elexusbet giriş