Bizimle iletişime geçin

Haberler

Su krizi gıda fiyatlarını artırabilir”

Yayınlanma

Tarih

Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamdi Temel, “Su yalnızca fiziksel bir madde değil, aynı zamanda toplumların geleceğini belirleyen stratejik bir kaynaktır” diyerek suyun kimyasal yapısı, insan sağlığı üzerindeki etkilerini vurguladı.

GONCAGÜL KONAŞ

Günümüzde temiz suya erişim giderek zorlaşıyor ve bu durum sadece çevresel bir sorun olmaktan çıkıp, küresel bir kriz haline gelmeye başladı. Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamdi Temel, suyun sadece bir madde değil, aynı zamanda toplumların geleceğini belirleyen stratejik bir kaynak olduğunu vurguladı.

İçme suyunun güvenliği, su kaynaklarının korunması ve suyun kimyasal yapısının insan sağlığı üzerindeki etkileri konusunda önemli değerlendirmelerde bulunan Temel, suyun bilinçli tüketilmesi ve gerekli önlemlerin alınması gerektiğine dikkat çekti. Özellikle Ankara’daki içme suyu kalitesi, arıtma cihazlarının güvenilirliği, suyun tadındaki değişimler ve barajlardaki kirlenme gibi konulara değinen Temel, su kaynaklarının sürdürülebilirliği için acil adımlar atılmasının önemini vurguladı.

“ANKARA’NIN İÇME SUYU, HALK SAĞLIĞI STANDARTLARINA UYGUN”

Prof. Dr. Temel, Ankara’daki içme suyunun sağlık açısından güvenli olup olmadığı konusunda herhangi bir çalışmasının olmadığını belirterek, “Ancak genel olarak Ankara’nın içme suyunun resmi otoriteler tarafından denetlendiğini ve halk sağlığı standartlarına uygun hale getirildiğini biliyoruz. Bununla birlikte, şebeke suyunun boruların durumu, depolanma süreci ve bireysel kullanım alışkanlıkları suyun kalitesini etkileyebilir. Suyun temizliği, yalnızca kaynağında değil, tüketiciye ulaşana kadar olan süreçte de korunmalıdır” diyerek bu ifadeleri ‘Suyun Sesini Duydum’ kitabında da belirttiğini ve denetimlerin sıklaştırılması gerektiğini vurguladı.

“SUYUN TADI VE KOKUSUNDAKİ DEĞİŞİMİN SEBEBİ BORU HATLARINDAKİ BİYOFİLM TABAKASI OLABİLİR”

Ankara’da şebeke suyunun tadı ve kokusu konusunda vatandaşlardan gelen şikayetlere de değinen Prof. Dr. Temel, “Suyun tadı ve kokusu, kaynağına ve arıtma sürecine bağlı olarak değişebilmektedir. Şehirlerde suyun dezenfekte edilmesi için klorlama yöntemi kullanılmaktadır. Ancak bazı insanlar klor kokusuna ve tadına duyarlı olabilir. Bunun yanı sıra, boru hatlarında meydana gelen biyofilm tabakası da suyun tadını olumsuz etkileyebilir. Bu nedenle suyun içme kalitesini arttırmak için arıtma teknolojilerinin geliştirilmesi ve boru hatlarının düzenli bakımı büyük önem taşımaktadır.” dedi.

“ BAKIMI AKSATILAN ARITMA CİHAZI FAYDADAN ÇOK ZARAR VEREBİLİR”

Su arıtma cihazı kullanımının gerekliliği konusunda da değerlendirmelerde bulunan Temel, “Arıtma cihazlarının kullanımı kişisel bir tercihtir. Ancak, suyun içeriğindeki klor miktarını azaltmak veya kireç oranını düşürmek isteyenler bu cihazları kullanabilir. Doğru seçilmiş ve bakımı düzenli yapılan arıtma cihazları, suyun ağır metallerden ve zararlı bileşenlerden temizlenmesini sağlayabilir. Ancak, yanlış kullanılan veya bakımı aksatılan cihazlar faydadan çok zarar verebilir.” şeklinde konuşarak, evinde arıtma cihazı kullananlara uyarılarda bulundu.

“KİREÇLİ SU KEMİK SAĞLIĞINA FAYDALI OLABİLİR ANCAK BÖBREK TAŞI RİSKİNİ ARTIRABİLİR”

Kireç oranı yüksek suyun sağlık üzerindeki etkilerine ilişkin ise Temel, “Sert su olarak da bilinen kireçli su, yüksek oranda kalsiyum ve magnezyum içerir. Bu mineraller insan sağlığı için gereklidir ve kemik sağlığına olumlu katkılar sağlayabilir. Ancak, aşırı sert su tüketimi böbrek taşı riskini artırabilir ve uzun vadede su tesisatlarında kireçlenmeye neden olabilir”diyerek, Sert suyun sağlık açısından avantajları ve dezavantajları dengeli bir şekilde ele alınmalı ve tüketicilerin bilinçlendirilmeleri gerektiğini vurguladı.

“BARAJLARDAKİ SU KALİTESİNİ KORUMAK İÇİN SANAYİ VE TARIMSAL ATIKLAR ENGELLENMELİDİR”

Barajlardaki su kalitesinin korunması konusunda alınması gereken önlemleri de sıralayan Temel, “Sanayi ve tarımsal atıkların su kaynaklarına karışması engellenmelidir. Su kaynaklarının çevresindeki bilinçsiz yapılaşma ve madencilik faaliyetleri sınırlandırılmalıdır. Atık suların su kaynaklarına karışmasını önleyecek ileri biyolojik arıtma sistemleri kullanılmalı ve baraj havzalarında düzenli su kalite analizleri yapılmalıdır.” diye konuştu.

“TEMİZ SUYA ERİŞİM ZORLAŞTIĞINDA HALK SAĞLIĞI TEHDİT ALTINA GİRER”

Son olarak suyun değerine dikkat çeken Temel, “Suyun sesini duymak, hayatın sesini duymaktır. Su yalnızca fizyolojik bir ihtiyaç değil, aynı zamanda ekolojik ve toplumsal sürekliliğin anahtardır. Su kıtlığıyla karşı karşıya kalırsak, tarımsal üretimde büyük kayıplar yaşanabilir, gıda fiyatları artabilir ve sanayi sekteye uğrayabilir. Temiz suya erişim zorlaştığında halk sağlığı tehdit altına girer, hatta bu durum kitlesel göçlere ve küresel çatışmalara neden olabilir.” ifadelerini kullanarak sözlerini noktaladı.

https://sonsoz.com.tr/haber/24169639/su-krizi-gida-fiyatlarini-artirabilir

Okumaya devam et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Akademisyenler Yozgat’ta Türkiye’nin tek parselde en büyük Lavanta Adası’nı gezdi

Yayınlanma

Tarih

Yazar

Haber: Seyfi ÇELİKKAYA

(YOZGAT) – Yozgat’ın Çekerek ilçesinde 2019 yılında kurulan Lavanta Adası’nı gezip, bilgi alan akademisyenlerden Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nden, TÜBA Üyesi Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma, Türkiye’de lavanta üretiminin bin 500 tona çıktığını ve üretim bakımından dünyada 5’inci sırada yer alındığını belirtti. Alma, “İnsanlar ekiyor biçiyor ama buna bir alım garantisi verip, devam ettirmek lazım, işin güzelliği devam etmesine bağlıdır” dedi.

Yozgat’ın Çekerek ilçesindeki sulama amaçlı baraj sularının çevrelediği 250 dönümden oluşan adaya 250 bin lavanta dikimi yapılarak, Türkiye’nin tek parselde en büyük Lavanta Adası oluşturuldu.Yozgat Bozok Üniversitesi tarafından düzenlenen “Sağlık açısından Lavanta” başlıklı sempozyuma katılan akademisyenler, Lavanta Adasını gezip, bilgi aldı, incelemelerde bulundu, hayranlıklarını gizleyemedi.

Geziye katılan Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi, Temel Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hülya Şimşek, “Lavanta insanlık tarihi kadar eski bir bitki ve içerisinde bulundurduğu çeşitli kimyasal bileşikler var. Bu bileşiklerden hepsi biliniyor ve belirli standartlar ölçüsünde çıkarılıyor. Bu da gerek bakteri, gerek virüs, mantar ve bazı parazitlerde kullanılabiliyor. Örneğin baş bitinde bile bunu kullanabiliyorlar. FDA onaylı şu an için antimikrobiyal bir ilaç yok” diye konuştu.

Yozgat Bozok Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Çiğdem Kader de, “Enfeksiyon hastalıkları yönünden bakacak olursak pek çok bakteriyel, viral ve mantar enfeksiyonlarında etkili olduğu yapılan araştırmalarda gözlenmiş, bu yönden oldukça yararlı bitkisel ürün lavanta özlü. Şimdi burada sosyal programda Çekerek ilçesinde yer alan Lavanta Adası geziyoruz, yerinde görmüş oluyoruz” ifadelerini kullandı.

“Dünyanın sayılı lavanta adalarından bir tanesi olmuş”

Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamdi Temel, Lavanta Adası’nın dünya çapında bir yer olduğuna vurgulayarak, şunları söyledi:

“Değişik üniversitelerden gelen hocalarımız ve bizim özellikle Tıp Fakültesi hocalarımız, lisansüstü öğrencilerimiz, yüksek lisans doktora öğrencilerimiz ve diğer fakülteden gelen hocalarımızla beraber Lavanta Adası’nı geziyoruz. Sadece Türkiye’de demeyelim dünyanın sayılı adalarından bir tanesi olmuş Lavanta Adası. Gerçekten de Çekerek’te olan Lavanta Adamız sadece Türkiye’nin değil dünyanın sayılı lavanta adalarından bir tanesi olmuş. Lavantanın endüstriyel boyutu, sağlık boyutu çok önemli bir şey ama artık dünyada biliyorsunuz görsel efektler de çok etkili ve siz işin turizm boyutuna da girmeniz lazım. Burada insanlar gelip gerçekten, bizlerde uluslararası kimliğimiz olduğundan dolayı bu paylaşımlarınızı yaptığınız zaman çok değişik, çok farklı ülkelerden bizim akademisyen ve diğer hocalarımız, arkadaşlarımıza da ‘bu Çekerek nasıl bir yer’ olduğunu merak etmeye başlamışlar ki; zaten şimdi aşağıda da gördük bir Hindistan ekibi de burada. Onlar da bu bölgeye çok önem vermişler. Beraber yürütülmesi lazım bu programlarımız.”

“2017 yılında lavanta adını bilen yoktu”

Iğdır Üniversitesi’nde 8 yıl rektör olarak görev yaptıktan sonra yaklaşık 10 gün önce Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nden öğretim üyesi olarak göreve başlayan (Türkiye Bilimler Akademisi) TÜBA Üyesi Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma, adanın çok muazzam olduğuna vurgu yaptı. 2017 yıllarında Lavantanın tanınmayan bir bitki olduğunu dikkati çeken Alma, şöyle konuştu:

“Lavanta, kelime anlamı zaten temizlemek demektir, yıkanmak demektir. Görürsün marketlerde lavanta resimleri olur deterjanlarda, yıkanma kelimesi alyuvarda diye bir kavram var, hayat bilgisi diye lavantanın kaynağı da oradan geliyor, hayatın içinde olan bir bitki. Aslında 1970 yılında Fransa’dan ithal etmiş bir egzotik bitki, bize yerli olmayan bir tür. Fransa, Fas, Cezayir, Kuzey Afrika bu konuda çok ileri gitmiş durumdalar. Son yıllarda tebrik etmek gerekiyor Isparta Kuyucak bu işe el attı, hatta Lavandula diye bir köyde kurdular. Ciddi manada şu anda 3 bin 500 ton kadar ihracatını söz konusu, fakat maalesef 4 bin 500 ton kadar ithalatımız söz konusu, cariye açıkmış halen mevcut. 1970’li yıllarda başımasına rağmen ağır yürüyen bir sektör. Örneğin ben Iğdır’a rektör olduğum zaman 2017 yılında lavanta adını bilen yoktu, şu an 100 dönüm kadar lavanta ekili, yağını çıkartıyoruz, kremli yapıyoruz, losyonlarını yapıyoruz, aynı zamanda cilt bakım, tırnak kremlerini yaptık ve bakanlık onaylı sertifikalar aldık. Bu konuda son yıllarda şu anda olduğumuz Yozgat Bozuk Üniversitesi, özellikle Çekerek Belediye Başkanı yaptığı yatırımlar gördüğünüz gibi göl kıyısında muazzam bir yamaç şenlendirilmesi yapmışlar.”

“Bizim şu anda üretim gittikçe artıyor, bin 500 sonra çıktı”

Türkiye’de Lavanta üretiminin sürekl arttığını bildiren Prof. Dr. Alma, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Şu anda 2022 yıllarını datası elinde, TÜİK raporuna göre bin 500 tona çıkmış durumdayız ve dünya içerisinde şu anda 5’inci sıradayız. Birinci sırayı Bulgaristan, onu takip eden Fransa, Cezayir, Fas, Çin bu konuda çok atak yaptı son yıllarda her yerde olduğu gibi. Çin daha doğrusu lavantanın içindeki etken maddelerin sentezini yapıyor. Çünkü çok fazla ticari bir değeri olan bir ürün olması sebebiyle ona trend yaptı, meyil gösterdi. Bizim şu anda üretim gittikçe artıyor, bin 500 sonra çıktı. Nereden başladık; 2015’lerde 150 ton civarında, şu anda bin 500 tonlara doğru çıktı. Özellikle Isparta bu konuda, Denizli ve Tekirdağ Keşan’da buna çok önem veriyorlar. Lavanta yağı çok kıymetli, aynı zamanda lavanta yağı yüzde 2 ile 5 oranında olmasına rağmen geriye kalan yüzde 95’inde metanol ekstraktı yaparak kozmetik ve tıp sektöründe kullanmaya başladı. Buna by Prodak dediğimiz yani ürünleri değerlendirilme sektörüne de can suyu oldu. Lavanta gerçekten içinde 59’a yakın madde var, silecek etkisi var fakat antikanserde kullandığı zaman birkaç bitki ile kullanmak gerekiyor, mesela kekik gibi, adaçayı gibi.

“Tarım Bakanı’nın bir alım garantisi vermesi gerekiyor”

Lavanta üretiminde en önemli sorunun pazar olduğunun da altını çizen Alma, “Zaten bakanlığımızın bu konuda fizibilite raporları var, teşvikleri var, Orman Bakanlığının, özellikle TKKDK (Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu) destekleri söz konusu. Fakat özellikle Tarım Bakanı’nın bir alım garantisi vermesi gerekiyor. İnsanlar ekiyor biçiyor ama buna bir alım garantisi verip, devam ettirmek lazım, işin güzelliği devam etmesine bağlıdır. Sürdürülebilir olması için desteğe ihtiyacı var. Destekler kısmen var ama tam bilemiyorum fakat biraz daha önem vermek lazım, teşvik etmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Okumaya devam et

Haberler

Üniversitemizde Sağlık Bilimleri Açısından Lavanta Sempozyumu Açılış Programı Düzenlendi

Yayınlanma

Tarih

Yazar

Yozgat Valiliği, Yozgat Bozok Üniversitesi ve Çekerek Belediyesi iş birliğinde yapılan “Sağlık Bilimleri Açısından Lavanta Sempozyumu” düzenlenen açılış programıyla başladı. Üniversitemiz ev sahipliğinde 19-20 Haziran tarihlerinde düzenlenecek sempozyum ile lavantanın sağlık bilimleri alanındaki etkilerine dikkat çekilmesi ve bu alandaki akademik iş birliklerinin geliştirilmesi amaçlanıyor.

Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen açılış programına Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Güngör Yılmaz, Prof. Dr. Tansel Hacıhasanoğlu, Çekerek Belediye Başkanı Av. Üzeyir İnce, fakülte dekanları, daire müdürleri, sivil toplum örgütü temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programın açılış konuşmasını yapan Sempozyum Başkanı Üniversitemiz Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Temel, sempozyumda lavantanın bilimsel yönlerini ele alarak mevcut araştırmaları paylaşmayı hedeflediklerini söyledi. Prof. Dr. Temel konuşmasında, Lavanta bitkisinin sağlık bilimleri açısından değerlendirilmesi amacıyla hazırlanan ‘Sağlık Bilimleri Açısından Lavanta’ kitabı hakkında katılımcılara bilgiler aktardı.

Sempozyumun Onursal Başkanı Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşar, sempozyumun bilimsel disiplinlerin bir araya gelerek halk sağlığına, çevreye ve bölgesel kalkınmaya nasıl katkı sağlayabileceğini gösteren bir örnek olduğunu ifade etti. Rektörümüz Prof. Dr. Yaşar konuşmasının devamında: “Lavanta, antik çağlardan bu yana hem halk hekimliğinde hem de modern fitoterapide kendine yer bulmuş, antimikrobiyal, antiinflamatuar ve sedatif etkileriyle dikkat çeken, bilimsel araştırmalara konu edilen ve çok yönlü bir bitkidir. Aynı zamanda Lavanta, Yozgat’ın iklimi, toprağı ve coğrafi avantajları sayesinde sadece sağlık alanında değil, kırsal kalkınma, tarım-sanayi entegrasyonu ve eko-turizm açısından da büyük potansiyele sahip. Özellikle Çekerek’te yürütülen Lavanta Adası ve Ürün Geliştirme Merkezi gibi projeler, üniversite-sanayi-kamu iş birliğinin somut birer çıktısı. Yozgat Bozok Üniversitesi olarak, tarım, sağlık ve teknoloji alanlarında disiplinler arası çalışmaları desteklemeye; bölgemizi hem bilimsel hem ekonomik olarak daha ileriye taşımaya kararlıyız” dedi.

Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan da lavantanın bölgesel kalkınma açısından önemine dikkat çekerek, sempozyumun amacına ulaşmasını temenni etti.

Açılış konuşmalarının ardından program, davetli konuşmacıların sunumlarıyla devam etti. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma “Yetiştirme Ortamının Lavanta (Lavandula angustifolia Mill.) Bitkisinin Uçucu Yağ Kalitesine Etkisi”, Lokman Hekim Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan “Lavandula stoechas ve Lavandula × intermedia’dan Hareketle Saç Dökülmesi Tedavisine Yönelik Etkisinin Araştırılması”, Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazım Şekeroğlu ise “Farklı Lavanta Türlerinde Uçucu Yağ Üretiminde Ortaya Çıkan Yan Ürünlerin Değerlendirme Olanakları” konulu sunumlarıyla katılımcıları bilgilendirdi.

Okumaya devam et

Haberler

Sağlık Bilimleri Açısından Lavanta Sempozyumu

Yayınlanma

Tarih

Yazar

Yozgat Bozok üniversitesi ev sahipliğinde Yozgat valiliği ve Çekerek Belediyesi işbirliği ile lavantanın sağlık alanındaki etkilerinin ele alınacağı “Sağlık Bilimleri Açısından Lavanta Sempozyumu”, 19-20 Haziran 2025 tarihlerinde gerçekleştirilecek.

Yozgat Bozok Üniversitesi Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenecek sempozyumda, lavantanın tıbbi ve aromatik bitki olarak sağlık bilimleri açısından kullanımı bilimsel yönleriyle değerlendirilecek.

Sempozyumun onursal başkanlığını Yozgat Bozok Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşar, sempozyum başkanlığını ise Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Hamdi Temel üstlenecek.

ALANINDA UZMAN İSİMLER KONUŞACAK

Sempozyumun düzenleme kurulunda, Yozgat Bozok Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yusuf Hıdır, Çekerek Belediye Başkanı Av. Üzeyir İnce, Lokman Hekim Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan, Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Fatih Erkoç, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Ahmet Hulusi Dinçoğlu, Yozgat Bozok Üniversitesi’nden Prof. Dr. Hülya Şimşek, Medipol Üniversitesi’nden Doç. Dr. Sultan Mehtap Büyüker, Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Başhekimi Doç. Dr. Levent Albayrak ve Doç. Dr. Züleyha Doğanyiğit yer alıyor.

Sempozyum kapsamında lavantanın farmakolojik etkileri, fitoterapideki yeri, halk sağlığındaki kullanımı ve aromaterapi alanındaki rolü farklı oturumlarla ele alınacak.

Okumaya devam et

Trendler

Prof. Dr. Hamdi Temel © 2020 Tüm hakları saklıdır. Site içerisindeki yazıların izinsiz ve kaynak gösterilmeden paylaşılması yasaktır.

Toplam Ziyaretçi Sayısı

maksibet giriş maksibet film hd izle film izle film hd izle şutbet giriş şutbet oslobet giriş oslobet betmoris giriş betmoris elexusbet giriş favorislot elexusbet giriş