Bu yazım diğerlerinden farklı olarak biraz daha bilimsel olacak. Bunun nedeni geçen gün televizyonda gördüğüm bir görüntü. Orta yaşı epey geçmiş bir teyzemiz elindeki pet şişeden suyunu yudumlarken başkasının hastalığına hasta haliyle ah-vah ediyordu. Aslında bu fotoğrafı çevremizde sıkça görmek mümkün. Eminim ki bu yazıyı okuduktan sonra pet şişeleri kullanırken biraz daha dikkatli olacaksınız.
Bundan sonraki yazılarım da zaman zaman; teknolojinin ilerlemeye devam ederken hayatımıza olumsuz etki eden faktörlerinin ne kadar çok olduğunu, bunların insan ve çevre sağlığına ne kadar büyük zararlar verdiğini açıklamaya çalışacağım. Bu noktada “hocam, özellikle de bu kimya sektörü hem yapıyor, sonrada tamir için tekrar çalışıyor” diye düşünebilirsiniz. Aslında haklısınız; biz kimyacılar önce sonucunu detaylı düşünmeden yaparız, sonra zararını tamir etmek için yine uğraşırız. Yeşil kimya adı verilen yeni bir alan da bunun önüne geçilmek için icat edilmedi mi?
Şimdi gelelim pet şişelere. Çok değil 20- 30 yıl öncesine kadar yoğurtlar cam ya da toprak kaplarda, sular cam damacanalarda, ayranlar ve sütler yine cam şişelerde satışa sunulurdu.
Son 30 yılda; petrol türevi olan pet şişelerin hayatımıza girmesiyle günlük hayatın çeşitli uygulamalarında polimerik malzemelerin kullanımı önemli ölçüde artmıştır. Bu malzemeler, hafiflik, dayanıklılık ve ucuzluğu ile bir anda hayatımızın vazgeçilmezi olmuştur. İlk bakışta, masum ve zararsız gibi görünse de, birçok katkı maddelerini içerdiklerinden ekolojik sistem ve insan sağlığı için son derece zararlı malzemeler olduğu ilerleyen yıllarda görülecektir.
Bu katkı maddeleri, polimerin özelliklerini değiştirmek ya da polimerin kullanım ömrünü uzatmak için kullanılan plastikleştiriciler, antioksidanlar, ultraviyole (UV) ışık emiciler gibi katkı maddeleridirler. Ayrıca prosese yardımcı maddeler, kalıntı seviyesinde monomerler, düşük molekül ağırlıklı oligomerler ve istenmeyen kirleticiler de olabilir. Bu katkı maddelerinin arasında kristal oluşumunu kontrol eden çekirdekleştirici ajanlar, atmosferik nem ile etkileşerek statik elektrik birikmesin önlemek amacıyla antistatik ajanlar, polimerin daha kolay işlenmesi için antiblok ajanlar, üretim cihazlarını korozyondan korumak asit temizleyiciler, alev geciktiriciler, renk pigmentleri, mineral dolgu veya cam elyaf dahil olmak üzere katkı maddeleri ve stabilizatörler bulunmaktadır. Ürünlerin amacına uygun olup olmadığını tespit etmek için polimerler içerisinde bulunan bu maddelerin seviyelerinin üretici ve düzenleyici firmalar tarafından bilinmesi önemlidir.
Gıdalara temas eden plastik malzemeler için bazı düzenlemeler getirilmiştir. Plastik içerisinde bulunan katkı maddelerinin yanında kalıntı monomerler ve işleme yardımcı maddeler gibi katkı maddeleri için de izin verilen maksimum konsantrasyon düzenlenir.
Plastik malzemelerin performanslarını artıran ve insanlar için kullanışlı hale gelmesini sağlayan antioksidanlar, UV ışın emiciler ve stabilizatörler gibi polimer katkı maddelerinin insan sağlığına ciddi zararları olduğu tespit edilmiştir. Aşağıda polimer katkısı olarak kullanılan maddeler vardır.
Antioksidan Ajanlar : Irganox MD 1024, Irganox 1081, Irganox 1035, Irganox 3114, Irganox 1010, Irganox 1330, Irganox 1076, Ultranox 626, weston 399,
UV(Ultraviyole) ışını absorplayıcı ajanlar : Chimassorb 81, Tinuvin 234, Tinuvin 326, Tinuvin 327 and Tinuvin 328.
Stabilizatörler : Irgafos 126, Irgafos 38 and Irgafos 168, Erucamide, Oleamide.
Dicle Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (DÜBTAM) ‘nde yürüttüğümüz çalışmada, plastiklerin temas ettiği gıda ve içme suyuna plastik katkı maddelerinin geçip geçmediğini araştırdık ve her gün pet şişelerden içtiğimiz suya önemli miktarda polimer katkı maddelerinin geçtiğini tespit ettik. Bu moleküllerin varlığını doğrulamak için ise Ortadoğu –Afrika bölgesinde sadece Dicle Üniversitesi Bilim ve teknoloji Uygulama ve Araştırma merkezi (DÜBTAM) Laboratuvarında bulunan ve molekül varlığının tespitinde dünyanın en iyi cihazlarından biri olan UPLC-ESI-MS IT-TOF cihazını kullandık. Çalışmanın ön aşaması üç basamakta gerçekleştirildi.
Öncelikle marketlerden kolayca alınabilecek 500 ml’lik pet şişe kullanıldı. Pet şişedeki su SPE (katı faz ekstraksiyonu) yöntemiyle 1/10 oranında deriştirilerek seyreltildi. UPLC-ESI-MS IT-TOF cihazında bu suyun analizi sonucu üç farklı katkı maddesinin pet şişeden suya geçtiği tespit edildi. Bunlardan biri UV emici bir madde olan Chimassorb 81 ve diğer ikisi stabilizatörler olan Oleamide ve Irgafos 168 dir.
İkinci aşamada, 500 mL pet şişe suyu güneşte ağzı kapalı bir şekilde 8 gün bekletildi. Benzer ön hazırlık aşamalarında geçirilen su cihazda analiz edildi ve Chimassorb 81, Irgafos 168 ve Oleamide maddelerine ek olarak Antioxidant 2246 ve BHT maddelerinin suya geçtiği tespit edildi( Bu çalışmada üstün emek sarfeden doktora öğrencim Mustafa Abdullah Yılmaz’a da teşekkür ederim)