Bizimle iletişime geçin

Haberler

Silgi ve defterdeki gizli tehlikeye dikkat

Yayınlanma

Tarih

Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamdi Temel, silgi ve defterlerde yoğun olarak bulunan toksik ve klor gibi zararlı kimyasalların çocuklarda cilt ve gözlerde tahrişe, hormon bozukluklarına hatta kansere yol açabileceğini söyledi.

Yeni eğitim öğretim dönemi için geri sayımın başlamasıyla kırtasiye alışverişi yapacak velilere önemli uyarılarda bulanan Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamdi Temel, ailelerin alışverişlerde daha dikkatli olması gerektiğini ifade etti. Temel, aileleri kırtasiye malzemeleri satın alırken ürünlerin güvenilirliğine ve standartlara uygunluğuna dikkat etmelerini istedi.

Uzak Doğu’dan gelen ürünlere çok dikkat edilmeli

Alışveriş yaparken ürünlerin sağlığa zararlı olup olmadığının kontrol edilmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Temel, “Özellikle etiketsiz hiçbir ürün alınmaması lazım. Çünkü bunlara merdiven altı ürünler diyoruz. Bu ürünler ucuz ama çocuklarımızın sağlığı o kadar ucuz değil. Bir de özellikle Türk ürünlerine baktığımız zaman CE, ISO ya da TSE belgesinin olması gerekiyor. Eğer bir ithal bir ürüne bakacak olursak ki ithal ürünlerde de çok büyük problem var. Özellikle Uzak Doğu’dan gelen ürünlere çok dikkat edilmesi lazım. Burada da EN dediğimiz bazı işaretler var. EN diye bir işaret gördükleri zaman bu bizim için en azından sınırlandırılmış kimyasallar olduğunu gösteriyor. Bu kırtasiye ürünlerinde fitalatlar, azo boyar maddeler, değişik solventler, gibi kimyasallar ihtiva edebiliyorlar. Bunlar belli bir sınırın üzerinde olursa gerçekten sağlık açısından büyük problemler karşımıza çıkıyor” dedi.

Silgilerde yoğun miktarda toksik madde bulunuyor

Son yıllarda silgilerde aşırı miktarda toksik maddenin bulunduğuna da dikkat çeken Prof. Dr. Temel, “Bu sıralar dünya literatürlerine baktığınız zaman özellikle silgilerde aşırı derecede 4’te 3 oranında kimyasal toksik maddelerin olduğunu görüyoruz. Çocuklarımız özellikle ilkokuldan beri çok büyük oranda silgilere maruz kalıyor. Çocuklarımızın bu silgilerdeki kimyasallara ya solunum yoluyla ya da cilt yoluyla maruz kalma ihtimalleri çok yüksek. Bunlar ileride çok büyük problemler meydana getirebilir. Müthiş bir şekilde çocuklarımızın davranışlarında değişiklik meydana getiriyor, hiperaktiflik meydana geliyor. Ya da hormonal problemler meydana getirebiliyor ki bunlar ileride kansere gidebiliyor. Bunlara çok dikkat edilmesi lazım” şeklinde konuştu.

Defterlerdeki aşırı parlaklığa dikkat

Defterlerin aşırı bir şekilde klor ile parlatılmasının da sağlık açısından zararlarına değinen Prof. Dr. Temel, “Bir diğer husus gerçekten şu son yıllarda baktığımızda Türkiye’de hem de dünyada kağıt müthiş derecede ekonomik olarak artış gösterdi. Onun için kağıdı beyazlatmada klorlama yapıldığını görüyoruz. Eğer siz bu klorlanmış defterleri alırsanız ki daha ucuz oluyor ve çok daha parlak oluyor. Yani bu parlaklık ve çocuklarınızın bu defterlere teması sonucu gözlerde bir tahriş meydana getirebiliyor. Özellikle akşamları çocuklarınız gözlerini ovuşturmaya başlamışsa, sizin kullandığınız defterlerde de bir problem var demektir. Bu konuda ayrıca çok önemli” ifadelerine yer verdi.

Okumaya devam et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Matematik ve Fen Alanlarında Bilimsel Araştırma Projesi Hazırlama ve Yürütme Stratejileri Eğitimi Tamamlandı

Yayınlanma

Tarih

Yazar

Üniversitemiz Fen Fakültesi Matematik Bölümü, akademisyenlerin bilimsel araştırma faaliyetlerini proje tabanlı yürütme çabalarını destekleme amacıyla “Matematik ve Fen Alanlarında Bilimsel Araştırma Projesi Hazırlama ve Yürütme Stratejileri” konulu eğitim etkinliği düzenledi.

7-8 Aralık tarihlerinde Fen Fakültemizde düzenlenen eğitimden doktora eğitimini tamamlamış toplamda 25 akademisyen yararlandı. Proje tabanlı faaliyetlerin üniversitede yaygınlaşmasına özel önem veren Rektörümüz Prof. Dr. Erol Yaşar’ın başkanlığında gerçekleştirilen etkinlik, Matematik Bölümü öğretim üyelerimiz Doç. Dr. Şemsi Eken Meriç ve Prof. Dr. Yusuf Gürefe tarafından organize edildi.

Programda İnönü Üniversitesi’nden Prof. Dr. Erol Kılıç, Yozgat Bozok Üniversitesi’nden Prof. Dr. Mustafa Böyükata ve Prof. Dr. Hamdi Temel, Selçuk Üniversitesi’nden Prof. Dr. Serdar Karakurt ve Çukurova Üniversitesi’nden Doç. Dr. Nergiz Poyraz eğitmen olarak yer aldı.

Sabah oturumlarında etkileşimli seminerlerde temel bilgiler yanı sıra deneyim paylaşımı da yapıldı. “Temel Kavramlar: Bilgi, Bilim, Araştırma, Hipotez, Projede Özgün Değer, Yöntem, Yönetim ve Yaygın Etki, Literatür Taraması ve Analizi, Araştırmanın Planlanması ve Zaman Yönetimi, Bulguların Analizi, Yaygınlaştırma ve Yayın Etiği” başlıkları etrafında teknik bilgiler, katılımcılara aktarıldı.

Öğleden sonraları ise katılımcılar gruplara ayrılarak proje fikri geliştirme atölyesi gerçekleştirildi ve “TÜBİTAK – 1001 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı” başvuru formu üzerinden uygulama yapıldı. Hazırlanan prototip proje taslakları katılımcılar tarafından incelendi ve sunumlar yapılarak tartışıldı.

Katılımcıların oldukça verimli buldukları eğitimin sonunda Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Erol Yaşar tarafından yararlanıcılara katılım belgesi ve eğitmenlere de teşekkür belgesi verildi.

Basın ve Halkla İlişkiler Şube Müdürlüğü

Okumaya devam et

Haberler

“Suyun Sesini Duydum” Kitabı Raflarda!

Yayınlanma

Tarih

Yazar

“Her şeyi su ile hayatlı kıldım” (Enbiya, 30) ayetinden ilhamla, Prof. Dr. Hamdi Temel’in kaleme aldığı “Suyun Sesini Duydum”, suyun insanlık için vazgeçilmez bir hayat kaynağı olduğunu bilimsel, kültürel ve ekolojik yönleriyle ele alıyor. Cağaloğlu Yayınevi etiketiyle yayımlanan bu eser, suyun sadece bir içecek değil, medeniyetlerin doğuşunu ve gelişimini şekillendiren bir unsur olduğunu etkileyici bir anlatımla gözler önüne seriyor.

Eserde Neler Var?

  • Suyun İnsan Sağlığındaki Rolü: Sağlıklı bir yaşam için suyun önemi detaylarıyla açıklanıyor.
  • Ekolojik Denge ve Sürdürülebilirlik: Su kaynaklarının korunması için çözümler sunuluyor.
  • Kültürel ve İnançsal Bakış Açısı: Türk kültüründeki ve İslam inancındaki suyun önemi, atasözleri, ayetler ve hadislerle destekleniyor.
  • Bilimsel Veriler ve Öneriler: Suyun fiziksel ve kimyasal özellikleri, insan vücudundaki işlevleri ve su tasarrufunun önemi hakkında bilgiler veriliyor.

Prof. Dr. Hamdi Temel’in eşsiz bilgi birikimiyle hazırladığı bu kitap, okuyucuyu suyun derinliklerinde unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyor. “Suyun Sesini Duydum”, sadece suyun bilinmeyen yönlerini keşfetmek isteyenler için değil, suyun gelecekteki rolünü ve kaynakların korunması gerekliliğini öğrenmek isteyen herkes için önemli bir rehber niteliğinde.

“Suyun Sesini Duydum” ile suyun hayatımızdaki benzersiz rolünü keşfetmeye hazır mısınız? Bu eşsiz eser, suyun sadece fiziksel değil, kültürel ve inançsal değerlerini de derinlemesine ele alıyor. Geleceğimiz için suyun önemini ve sürdürülebilirliğini birlikte düşünelim. Hemen edinin, “Suyun Sesini” duymaya başlayın!

Not: Su hakkında daha fazla bilinçlenmek için, Cağaloğlu Yayınevi tarafından yayımlanan kitabımızı tüm kitapçılardan ve online platformlardan sipariş edebilirsiniz!

Okumaya devam et

Haberler

Yozgat’ta 42 akademisyen, lavanta bitkisini sağlık açından araştırarak kaynak kitap hazırladı

Yayınlanma

Tarih

Yazar

Haber: Seyfi Çelikkaya 

(YOZGAT) – Yozgat’ın Çekerek ilçesinde 2019 yılında kurulan Lavanta Adası’nda iki yıl süre ile inceleme ve araştırma yapan Yozgat Bozok Üniversitesi’nden 27 farklı ana bilim dalından 42 öğretim üyesinin katkıları ile hazırlanan ‘Sağlık Bilimleri Açısından Lavanta’ adlı kitap piyasaya çıktı. Kitabın editörlüğünü üstlenen Prof. Dr. Hamdi Temel, lavanta konusunda birden fazla yayının bulunduğunu, sağlık açısından ise Türkiye’de ilk olarak kendilerinin bir kaynak kitap hazırladıklarını söyledi.

Yozgat’ın Çekerek ilçesindeki sulama amaçlı baraj sularının çevrelediği 250 dönümden oluşan adaya 250 bin lavanta dikimi yapılarak, Türkiye’nin tek parselde en büyük Lavanta Adası oluşturuldu. Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamdi Temel ile 42 öğretim üyesi, lavanta adasında yaklaşık iki yıl süren inceleme ve araştırma sonuçlarının bir kitapta topladı. Lavanta bitkisinin sağlık bilimleri açısından değerlendirildiği kitabın, önemli bir akademik boşluğu dolduracağını aktaran Prof. Dr. Temel, Yozgat’ın Çekerek ilçesinde de yetiştirilmeye başlanan lavanta bitkisine, hazırlanan kitapla bilimsel açıdan da dikkat çekmek istediklerini vurguladı.

“4 bin yıldır lavanta insanoğlunun hizmetine sunmuş olan bir bitki”

Prof. Dr. Temel, lavanta bitkisinin tarih boyunca insanoğlunun hizmetine sunulduğunu hatırlatarak, şöyle konuştu:

“Yaklaşık 1,5-2 yıldır biz bu lavanta kitabı ile uğraşıyoruz, kitabımız sonunda çıktı. Bozok Üniversitesi, özellikle Tıp Fakültesi öğretim üyeleri, Veteriner Fakültesi öğretim üyeleri, Diş Hekimliği Fakültesi ve Sağlık Bilimleri Fakültesi’nden de hocalarımızın katkıları olan, 42 akademisyenin beraberce hazırlamış olduğu bir kitabımız bu. Kitabımızın önemli bir özelliği var, biz işi tamamen sağlık bilimleri açısından değerlendirdik. Bu kitabı aldığınız zaman sağlık bilimleri noktasında aklınıza gelen hemen hemen bütün soruların cevaplarını, yapacağınız akademik çalışmaların bir temeli olacak nitelikte olan bir kitabımız. İki yıl önce Türkiye’nin gerçekten en büyük lavanta adası dediğimiz ve dünyada da sayılı olan adalardan bir tanesi olan Çekerek’te lavanta adasını gezdiğimiz zaman, birkaç öğretim üyesiyle dedik ki; lavantanın sadece Türkiye’de değil dünyaya tanıtılması gerekir. Turizm sektörü bizim için çok önemli, insanlar biliyor, orada çok güzel resimler çekiniyorlar. O ayrı bir konu ama bunu artık tamamen akademik anlamda, sağlık bilimleri anlamın da değerlendirmemiz lazım ki; biz bu kitabı çıkarttıktan sonra şu an çok güzel bir TÜBİTAK 1001 projesi gönderdik. Avrupa Birliği projesi şu an bitme aşamasında. Seneye belki bunların artık akademik çalışmalarını da konuşacağız. İki bine yakın literatürler talanmış. Eğer gerçekten bir akademisyen, sadece akademisyen değil halkımızda bu lavantaya ilgi duyan bir insan okuduğu zaman lavantanın gerçekten çok önemli bir bitki olduğunu görecek. Zaten 4 bin yıldır lavanta insanoğlunun hizmetine sunmuş olan bir bitki. Çünkü ilk başta kozmetik alanında başlamış. Hatta bizim Yozgat’ta yorganların, yastıkların, yatakların içine bile lavantalar atılırdı ki güvelenmesin diye.”

“Müthiş bir ağrı kesici”

Lavanta bitkisinin sağlık açısından çok fazla faydalarının bulunduğunu kaydeden Prof. Dr. Temel, lavantanın faydalarını şöyle özetledi:

“Çok inanılmaz derecede faydaları var. Burada özellikle üniversite gibi büyük kurumlarda, belediyelerde, hem çok güzel göze hitap ediyor hem de lavantanın o kokusunu içinize çektiğiniz zaman stresinizi aldığını görüyorsunuz. Örneğin üniversite kampüsünde bir lavanta bahçesi olduğu zaman çocuklarımız sınavdan çıktıktan sonra o stresten kurtulmaları için gidip lavanta bahçesine uzanmaları, onları böyle içlerine çekmeleri gerçekten stresi aldığını gösteriyor. Oksijensiz falan kaldığınız zaman başınızın hafif ağrıması normal, çok normal bir şey, bu da büyük bir ihtimalle oksijensiz kalmasından dolayı. Hemen bir sentetik ağrı kesici almaktansa ben bir lavanta yağını alırım, başıma masaj yaparak lavanta yağıyla boyunlarınıza veya ağrıyan herhangi bir yerinize masaj yaparak yağı kullandığınız zaman o ağrının hafiflemiş olduğunu da göreceksiniz. Müthiş bir ağrı kesici. Krem olarak da kullanıyorsunuz. Baktığınız zaman kanserle ilişkili olduğunu görüyorsunuz, bu tip çalışmalarda. Bunlar biraz üst çalışmalara doğru gidilebiliyor. Burada dört beş tane sayfada kanser-lavanta arasındaki etkileşimleri görebiliyorsunuz. Uyku problemi olanlar, akşam yanınızda lavanta kokulu bir şey sürdüğünüz zaman uyku stresinizin yok olduğunu, çok rahat uyumanıza neden olduğunu görüyorsunuz. Aromaterapide çok inanılmaz derecede kullanılıyor. Bunun yanında lavantanın covit ile ilişkili olup olmadığını merak ediyorsanız, burada çok önemli bir konumuz var oraya bakabilirsiniz. Gıda ambalaj sektöründe kullanılıyor. Çünkü bunlarda artık gıda ambalaj tamamen sentetik polimer bir şey kullandığınız zaman onun içindeki kimyasallar geçebilir. Onun için biyo çözünür dediğimiz işte lavantalı kaplama yaparsanız, lavantanın çok daha inanılmaz derecede çok daha farklı anlamlarda kullanıldıklarını göreceksiniz.”

“Kitabımızda işin klinik boyutunu değerlendirdik, yüzde 80’e yakını tamamen klinik”

Prof. Dr. Hamdi Temel, “Lavantayla ilgili çok kitap var, işin endüstriyel boyutu, bitkisel boyutu, Ziraat Fakültesindeki arkadaşların vesaire bunların yazmış oldukları çok güzel kitaplar var ama biz bu kitabımızda işin klinik boyutunu değerlendirdik, yüzde 80’e yakını tamamen klinik. İlk bölümümüz lavantanın genel bir açıklaması, biyokimya ve farmakolojik kısımlarını vermişiz ama sonraki kısımları tamamen klinik çalışmalarına ayrılmış. Lavantayla ilgili bir çalışma yapacaksanız, özellikle sağlık bilimlerini ilgilendiren, klinik boyutunu ilgilendiren bir çalışma yapacaksanız bu kitap sizin için birebir bir kaynak olacaktır. İki bin tane kaynağı zaten okumaya çalıştığınız zaman onların özetlerini bile aldığınız zaman lavantanın sağlık açısından faydalarını veren bir bilgi birikimine sahip olmuş olacaksınız” diye konuştu.

Okumaya devam et

Trendler

Prof. Dr. Hamdi Temel © 2020 Tüm hakları saklıdır. Site içerisindeki yazıların izinsiz ve kaynak gösterilmeden paylaşılması yasaktır.

Toplam Ziyaretçi Sayısı

maksibet giriş maksibet film hd izle film izle film hd izle şutbet giriş şutbet oslobet giriş oslobet betmoris giriş betmoris elexusbet giriş favorislot elexusbet giriş