Bizimle iletişime geçin

Haberler

Prof. Dr. Hamdi Temel, şekerli besinlere dikkat çekti

Yayınlanma

Tarih

Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamdi Temel, işlenmiş şekerler konusunda uyarılarda bulundu. Fruktozlu içeceklerin zayıflatıcı etkilerine dikkat çekti.

Haber: Seyfi ÇELİKKAYA

(YOZGAT) – Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamdi Temel, şekerli yiyecek ve içecekler konusunda vatandaşları uyardı. Özellikle rafineri edilmiş ve işlenmiş şekerlerin sofraya gelene kadar çok farklı kimyasalar süreçlerden geçtiğini, besin değerinin kalmadığını belirterek, “Fruktozlu içecekleri artık tavsiye etmiyoruz. Obez olacaksınız, şeker hastalığını yakalayacaksınız” dedi.

Sofralarımızdaki beyaz toz şekerin, şeker kamışı veya pancarından elde edildiğini hatırlatan Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamdi Temel, ancak üretim sürecinde, kireç ve karbondioksit gibi kimyasallarla arıtılıp, renk ve koku veren doğal bileşenlerinin uzaklaştırılarak, sonunda yalnızca yüzde 99,9 saf sakkarozun (glukoz + fruktoz birleşimi) kaldığını aktardı. Temel, böylece doğadaki lif, vitamin ve minerallerin tamamen yok olduğunu, bu nedenle toz şekeri ‘boş kalori’ olarak tanımladığını, enerji vermesine karşılık besin değerinin bulunmadığını vurguladı.

“Diyabetli hastalarımızda müthiş bir artış olduğunu görüyoruz”

Doğru, dengeli ve doğal beslenme alışkanlıklarından vazgeçildiğini, alışverişlerde bol şerbetli, şekerli yiyecek ve içeceklere yönelindiğini anlatan Prof. Dr. Hamdi Temel, açıklamasında şu bilgileri paylaştı:

“Son yıllarda bakıyoruz alışverişlere falan gittiğimiz zaman, marketlere girdiğimiz zaman, caddelerde gezdiğimiz zaman inanılmaz derecede bol şerbetli, bol tatlılı, şekerli yiyecekler ve içecekler görüyoruz. Bunlar insanların çok hoşuna gidiyor ama özellikle rafineri edilmiş, işlenmiş şekerlerin ya da mısır şurubundan yapılmış fruktozun, işlenmiş glikozun önümüze gelene kadar çok farklı bir şekilde işleniyor, bazı kimyasal etkileşimler vesaire geçirilerek bizim karşımıza çıkıyor. Çoğu ülkeler de aynı şekilde ama biz Türkiye olarak da çok severiz şekerli, şerbetli yiyeceklerimizi, içeceklerimizi. Ne yazık ki son yıllarda bakıyoruz ki, özellikle diyabetli hastalarımızda müthiş bir artış olduğunu görüyoruz. Obezitenin çok büyük oranda insanlarda arttığını görüyoruz. İnsanlar bakıyorsunuz işte zayıflama moduna falan girmişler ama bu şunu gösteriyor; bir dengesiz beslenmenin olduğunu gösteriyor.

Dengesiz beslenme dediğimiz nedir? Eğer siz hala çayınızı 2-3 tane şeker atarak tatlandırmaya çalışıyorsanız bu ileride sizin obez olmanıza, karaciğerinizin yağlanmasına, trigliseridin artmasına, diyabet olmanıza, diyabet insanı ister istemez bir tansiyonlara doğru sizi ne yapacak götürecek. Biz işlenmiş gıdalardan, şekerlerden, meyve suları olur, gazlı içecekler olur. Gofret gibi, bisküvi gibi bunlara tatlandırıcı olarak baktığınız zaman, normal bir şeker pancarından direkt elde ettiğimiz şekerle karşılaştırıldığı zaman o fruktoz şuruplarının en az iki kat, üç kat daha tatlı olduğunu görüyorsunuz. Normalde siz şeker aldığınız zaman hemen bir enerji kazanıp koşmanız lazım, hareket etmeniz lazım. Ama siz oturduğunuz yerden bir fruktozlu meyve suyu, gofretinizi, bisküvinizi, gazlı içeceğinizi içtiğiniz zaman hareket edemiyorsanız bu şundan kaynaklanıyor; özellikle fruktozlu şuruplar, işlenmiş gıdalar bunların sizin vücudunuza vermiş olduğu enerji sıfır, bir de doymuyorsunuz, habire de yiyorsunuz doyurma özelliği olmadığından dolayı.”

“Diyabet olmanıza, şeker hastası olmanıza etki ediyor”

“Bu yiyecekler, içecekler sizi neye götürüyor, obez olmanıza götürüyor. Neye götürüyor, insülin direncine etki ediyor” diyen Temel, “Diyabet olmanıza, şeker hastası olmanıza etki ediyor. Bu noktadan biraz dikkat etmemiz lazım. Aslında bizim bu işleri imalat eden kişilerimiz de eğer siz hala baklavalarımızda bunları hala fruktoz şuruplu yapıyorsanız, çok da yiyoruz biz. Türk insanı olarak çok seviyoruz biz bu tip şeyleri, tatlı şeyleri. Çok yedik ama doyma oranı da yok. Bu direkt karaciğerde birikiyor. Fruktoz orada birikir karaciğer yağlanması yapar. Bu bizi büyük bir oranda hastalıklara, değişik hastalık problemlerine götürecektir. Şimdi hocam bizim hayatımızı alt üst diyorsunuz falan. Hayır. Şimdi öncelikle bakın, az yemeği öğrenmemiz lazım bizim. Az yiyeceğiz” ifadelerini kullandı.

“Kahvaltıda çok güzel pekmez gider, seviyoruz ama lütfen bunu çayla beraber hiç yemeyelim”

Pekmez ile çayın aynı anda tüketilmesinin sağlıklı olmadığını bildiren Temel, böyle bir tüketimin vücutta demir eksikliğine neden olacağını söyledi. Temel, açıklamasını şu uyarılarda bulunarak tamamladı:

“Halen çaylara şeker atanlara o kadar çok kızıyorum ki. Artık ispatlanmış, bilimsel verilerde, makalelerde bunlarla ilgili çok güzel çalışmalar var. Artık bunlardan bizim vazgeçmemiz lazım. Yanınıza bir hurma alırsınız, yersiniz. Bir tatlandırıcıdır bu, bunu yersiniz ya da üzüm kuru üzümle çay içebilirsiniz. İç Anadolu Bölgesi’nde pekmezlerimiz çok meşhur. Burada da şunu söylemek zorundayım; tamam kahvaltıda çok güzel pekmez gider, seviyoruz ama lütfen bunu çayla beraber hiç yemeyelim. Çünkü, pekmez kansızlık gidericidir. Eğer siz çayla beraber yerseniz o çaydaki kimyasal bir madde var. O pekmezdeki demirle etkileşime girerek sizi demir eksikliğine götürür. Birazcık daha ne yapmamız lazım? Şuurlu hareket etmemiz lazım.

Ev baklavaları dedik biz seviyoruz. Tamam ev baklavalarınızı yapın ama şimdi glikozu şerbetle yapıyorsanız, şeker koyacaksanız biraz limon katmak lazım. Neden firmalar fruktoz tercih ediyorlar. İki neden tercih ediyorlar. Bir ekonomik, daha ucuz çünkü. İkincisi de fruktozun kristallenmesi çok geç. Bu ne demektir? Şimdi sen eğer glikozu, sakkaroz dediğimiz işlemi yaptığınız zaman hemen kristallenir ama fruktozlu şurup kaptığınız zaman bunda bir kristallenme olmaz. Fruktozlu şurupları, fruktozlu içecekleri artık tavsiye etmiyoruz. Hayatımızda mümkün olduğu kadar kaldırmak zorundayız. Karaciğer bir dile gelse herhalde çok büyük şeyler söyler. Karaciğer yağlanması demek vücudunuzun organizması tamamen belli bir deformasyona doğru gidecektir. Obez olacaksınızdır. Şeker hastalığını yakalayacaksınız. Trigliserid oranınız fazla olacaktır. Onun için sağlıklı bir hayat, doğal bir hayat bizim için her zaman çok önemlidir.”

Okumaya devam et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Misvak Bitkisinin Farmakolojik Açıdan İncelenmesi

Yayınlanma

Tarih

Yazar

Seminer Duyurusu

Yozgat Bozok Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Farmakoloji Anabilim Dalı bünyesinde, Ecz. Yüsra Zeybek tarafından Prof. Dr. Hamdi Temel danışmanlığında hazırlanan “Misvak Bitkisinin Farmakolojik Açıdan İncelenmesi” başlıklı seminer sunumu gerçekleştirilecektir.

📍 Yer: Tıp Fakültesi Seminer Salonu 📅 Tarih: 10 Aralık 2025 🕒 Saat: 11.00

Bu seminerde misvak bitkisinin farmakolojik özellikleri ve sağlık üzerindeki etkileri bilimsel bir bakış açısıyla ele alınacaktır.

Okumaya devam et

Haberler

Adaptogen Bitkilerin Merkezi Sinir Sistemi Üzerindeki Etkileri

Yayınlanma

Tarih

Yazar

Yozgat Bozok Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Farmakoloji Anabilim Dalı tarafından düzenlenen seminer kapsamında, Ecz. Helin Öztürk (Öğrenci No: 91128324009), danışmanı Prof. Dr. Hamdi Temel eşliğinde “Adaptogen Bitkilerin Merkezi Sinir Sistemi Üzerindeki Etkileri” başlıklı sunumunu gerçekleştirecektir.

📍 Yer: Tıp Fakültesi Seminer Salonu 📅 Tarih: 10 Aralık 2025 🕒 Saat: 11.00

Bu seminerde adaptogen bitkilerin merkezi sinir sistemi üzerindeki farmakolojik etkileri ele alınacak ve doğal tedavi yaklaşımlarına bilimsel bir perspektif sunulacaktır.

Okumaya devam et

Haberler

Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesinde TÜBİTAK Destekleri Semineri

Yayınlanma

Tarih

Yazar

Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Kalite ve Akreditasyon Birimi tarafından düzenlenen etkinlikte, Prof. Dr. Hamdi Temel tarafından “Bilimsel Proje Yönetimi ve TÜBİTAK Destekleri” konulu seminer gerçekleştirildi.

Yer: Tıp Fakültesi Seminer Salonu

Tarih: 20 Kasım 2025

Saat: 12.30 – 13.30

Seminerde; bilimsel proje yönetiminin temel prensipleri, TÜBİTAK destek programları ve proje türleri, başvuru süreçleri ile proje izleme ve raporlama yöntemleri ele alındı.

Prof. Dr. Hamdi Temel, sunumunda TÜBİTAK’ın farklı destek programlarına ilişkin güncel verileri de paylaştı. Örneğin:

  • 1002 Hızlı Destek Programı kapsamında 2010-2024 yılları arasında 38.018 proje önerisi alınmış, bunlardan 8.352’si desteklenerek 2,2 milyar TL bütçe aktarılmıştır.
  • 1001 Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projeleri Destekleme Programı ise 1965’ten bu yana yürürlükte olup, sadece 2010-2024 arasında 57.088 proje önerisi alınmış ve 10.370 proje desteklenerek 35,89 milyar TL kaynak aktarılmıştır.
  • 3501 Kariyer Geliştirme Programı ile genç araştırmacılara destek verilmiş, 2010-2024 döneminde 2.040 proje desteklenerek 5 milyar TL bütçe aktarılmıştır.

Etkinliğe Tıp Fakültesi öğretim üyeleri ve öğrencileri yoğun ilgi gösterdi. Program, katılımcıların aktif şekilde dahil olduğu soru-cevap oturumu ile interaktif bir biçimde tamamlandı.

Bu seminer, üniversite bünyesinde yürütülen bilimsel araştırmaların niteliğini artırmaya ve genç araştırmacıların TÜBİTAK desteklerinden daha etkin yararlanmasına katkı sağlamayı hedefledi.

Okumaya devam et

Trendler

Prof. Dr. Hamdi Temel © 2020 Tüm hakları saklıdır. Site içerisindeki yazıların izinsiz ve kaynak gösterilmeden paylaşılması yasaktır.

Toplam Ziyaretçi Sayısı

maksibet giriş maksibet film hd izle film izle film hd izle şutbet giriş şutbet oslobet giriş oslobet betmoris giriş betmoris elexusbet giriş favorislot elexusbet giriş