Bizimle iletişime geçin

Haberler

İlimde Bilim Şenliği 3

Yayınlanma

Tarih

📢 İlimde Bilim Şenliği 3
Çankırı İl Millî Eğitim Müdürlüğü tarafından TÜBİTAK-4007 desteğiyle düzenlenen bilim şenliğinde öğrenciler ve öğretmenlerle bir araya geliyorum.

📍 3 Ekim 2025 | 10.00 | TOBB Fen Lisesi
📍 4 Ekim 2025 | 10.00 | Gazi Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi

🎙️ Konferans Konusu: “Görünmeyen Tehlike Mikroplastikler”

Bilimin ışığında buluşmak dileğiyle… 🌍✨

Prof. Dr. Hamdi TEMEL

Okumaya devam et
Yorum yapmak için tıklayın

Leave a Reply

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Haberler

Alıç toplanmaya başlandı…Prof. Dr. Hamdi Temel: “Her şekilde şifalı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim”

Yayınlanma

Tarih

Yazar

Haber: Seyfi ÇELİKKAYA

(YOZGAT) – Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamdi Temel, Hititlerin “kutsal ağaç” olarak kabul edip gölgesinde dua ettiği, Yozgat Çamlığı ve birçok bölgesinde kendiliğinden yetişen alıç meyvesinin özellikle kalp damar rahatsızlıklarında kullanıldığını, kalp dostu bir meyve olduğunu söyledi. Milattan öncesine dayanan bir şifa kaynağı olan alıç meyvesinin değerinin yeni yeni anlaşılmaya başladığını belirten Temel, “Alıç çok önemli. Niye çok önemli? Çünkü içerisinde bulunan önemli kimyasallardan dolayı önemli. Flavonoidler var, Triterpenik asitler var, Proantosiyanidinler var, bunların olması demek senin vücudunun antioksidan aktivitesinin çok yüksek olması demek” dedi.

Yozgat, endemik bitkiler bakımından oldukça farklı bir floraya sahip, dağlık bölgelerde kendiliğinden yetişen sarı ve kırmızı renkte meyve veren alıcın Hititlerin en sevdiği ağaçlardan birisi olduğunu aktaran Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamdi Temel, alıç meyvesinin Hititler döneminde olduğu gibi günümüzde de çeşitli rahatsızlıkların tedavisi için kullanıldığı söyledi.

Temel, alıç meyvesinin sağlığa faydalarının içerdiği biyolojik olarak aktif bileşenlerden kaynaklandığını bildirdi, bu maddelerin güçlü antioksidan özellikleriyle kalp damar sağlığını korurken, hücre yaşlanmasını geciktirdiğini anlattı. Alıç meyvesinin damarları genişletip, dolaşımı düzenleyip, kalp kasını güçlendirdiğine vurgu yapan Temel, meyvenin bağışıklığı destekleyip, iltihaplara karşı koruyucu özelliği ile birlikte antimikrobiyal ve antiinflamatuar etkilerinin bulunduğunu ifade etti.

Prof. Dr. Hamdi Temel, Yozgat Çamlığında alıç toplayan Yürekli çifti ile bir süre sohbet etti, alıç meyvesinin faydalarından bahsetti. Kalp rahatsızlığının olduğunu belirten ve İstanbul’dan memleketi Yozgat’a alıç toplamak için geldiğini aktaran Mahmut Yürekli, “Buraya alıç toplamaya geldim. Neden geldim? Bende kalp hastalığı var. Yüksek tansiyon var. Kalp damarında büyüme var. Damar tıkanıklığı var. O nedenle buraya alıç toplamaya geldim. Alıcın marmelatını yapıyoruz, çayını yapıyoruz. Bitkisel olaraktan her türlü faydası var. Sirkesini yapıyoruz. Bunları kullanıyorum, bayağı da faydasını görüyorum. Doktora gittiğim zaman doktor bana şaşıyor, damarlarımın açık olmasına. O bilmiyor benim alıç kullandığımı” diye konuştu.

“Saraylarda, marmelatlarını yapmışlar, hoşaflarını yapmışlar, kurutmuşlar, direkt meyve olarak yemişler”

Prof. Dr. Temel, Hititlerden günümüze kadar alıç meyvesinin insanlar tarafından şifa amaçlı tüketildiğini belirterek, şunları söyledi:

“Alıç dünyada çok fazla kullanılan meyvelerimizden, yenilen, marmelat yapılan, hoşafı yapılan, dondurmalarda kullanılan meyvelerden bir tanesi. Günümüzde de daha yeni yeni önemi anlaşılmaya başlarmış ama tarihine baktığınız zaman ta milattan öncesine dayanan bir geçmişi var. Hititler çok önem vermiş. Ondan sonra Yunan tarihinde görüyorsunuz, Roma tarihinde görüyorsunuz, Mısır tarihinde görüyorsunuz. Türk tarihinde de Osmanlılar inanılmaz derecede bunu çok kullanmışlar. Nedeni de gerçekten İbn-i Sina’nın kendi tıp eserinde inanılmaz derecede alıçtan övgülerle bahsedince, bir kalp dostu bir meyve olarak söyleyince, yazınca, Osmanlılar da bunu çok kullanmışlar. Saraylarda, marmelatlarını yapmışlar, hoşaflarını yapmışlar, kurutmuşlar, direkt meyve olarak yemişler.”

“Şu an sahada en bol bulunan meyvelerden bir tanesi alıç hem ucuz hem de doğal”

“Alıç çok önemli. Niye çok önemli? Çünkü içerisinde bulunan önemli kimyasallardan dolayı önemli” diyen Temel, “Flavonoidler var, Triterpenik asitler var, Proantosiyanidinler var, bunların olması demek senin vücudunun antioksidan aktivitesinin çok yüksek olması demek. Bu ne demek yani? Vücudun hastalıklardan korunması demek. Şimdi yazdan sonbahara kışa giriyoruz. İster istemez bu sıcaklıktan dolayı enfeksiyon hastalıkları, senin de bir bağışıklık sistemini güçlendirmen lazım. Şu an sahada en bol bulunan meyvelerden bir tanesi alıç hem ucuz hem de doğal. Çamlıkta yetişen alıçta bir kimyasal göremezsiniz, kimyasal gübresini, ot öldürücü, böcek öldürücü ilaçların olmadığını biliyoruz. Onun için bunlar tam bir doğal kaynaklı meyve ağaçları diyebiliriz” şeklinde konuştu.

“Kimyasallar damarın genişletmesine neden oluyor”

Alıç meyvesindeki kimyasalların damarların genişlemesine neden olduğunu aktaran Prof. Dr. Temel, alıç meyvesinin tüketimine yönelik ise şu uyarıları yaptı:

“Yaprağın da faydası var. Çünkü bunun için de bazı kimyasallar var gerçekten. Kimyasallar damarın genişletmesine neden oluyor. Zaten biz onun için kalp damar dostu diyoruz. Onun için o kimyasallar damarı genişlettiğinden dolayı sizin tansiyonunuzun düşürülmesine neden oluyor. Şimdi çok önemli olan bir konu, burada şuna dikkat etmemiz lazım; doz ayarlaması gerçekten bizim için çok önemli. ‘Hocam alıç çayını yapıyorum. Sabah, öğlen, akşam her gün işte bardak bardak içiyorum.’ Hayır öyle bir şey yok. Günde bir, en fazla iki tane içebilirsiniz ve eğer bir kalp hastasıysanız, tansiyon hastasıysanız ve ilaç kullanıyorsanız, doktorunuzla beraber karar vereceksiniz. Birinci nokta bu. İkincisi de aynı anda ilaçla sirkeli salatanızı, ne bileyim meyvenizi ya da çayınızı içmeyeceksiniz. Bu bizim için temel bir prensiptir. Buna çok dikkat etmemiz lazım. Genel anlamda şunu söyleyeyim; gerçekten böyle doğal ortamlarda yetişen bu tip meyvelerimiz tam bir şifa deposu olan meyveler. Çünkü kimyasallardan çok az etkilenen meyvelerimiz. Siz bunu direkt meyve, marmelat ve çayını içerek kullanırsınız. Her şekilde şifalı olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.”

Okumaya devam et

Haberler

Akademisyenler Yozgat’ta Türkiye’nin tek parselde en büyük Lavanta Adası’nı gezdi

Yayınlanma

Tarih

Yazar

Haber: Seyfi ÇELİKKAYA

(YOZGAT) – Yozgat’ın Çekerek ilçesinde 2019 yılında kurulan Lavanta Adası’nı gezip, bilgi alan akademisyenlerden Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nden, TÜBA Üyesi Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma, Türkiye’de lavanta üretiminin bin 500 tona çıktığını ve üretim bakımından dünyada 5’inci sırada yer alındığını belirtti. Alma, “İnsanlar ekiyor biçiyor ama buna bir alım garantisi verip, devam ettirmek lazım, işin güzelliği devam etmesine bağlıdır” dedi.

Yozgat’ın Çekerek ilçesindeki sulama amaçlı baraj sularının çevrelediği 250 dönümden oluşan adaya 250 bin lavanta dikimi yapılarak, Türkiye’nin tek parselde en büyük Lavanta Adası oluşturuldu.Yozgat Bozok Üniversitesi tarafından düzenlenen “Sağlık açısından Lavanta” başlıklı sempozyuma katılan akademisyenler, Lavanta Adasını gezip, bilgi aldı, incelemelerde bulundu, hayranlıklarını gizleyemedi.

Geziye katılan Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim üyesi, Temel Tıp Bilimleri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Hülya Şimşek, “Lavanta insanlık tarihi kadar eski bir bitki ve içerisinde bulundurduğu çeşitli kimyasal bileşikler var. Bu bileşiklerden hepsi biliniyor ve belirli standartlar ölçüsünde çıkarılıyor. Bu da gerek bakteri, gerek virüs, mantar ve bazı parazitlerde kullanılabiliyor. Örneğin baş bitinde bile bunu kullanabiliyorlar. FDA onaylı şu an için antimikrobiyal bir ilaç yok” diye konuştu.

Yozgat Bozok Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Çiğdem Kader de, “Enfeksiyon hastalıkları yönünden bakacak olursak pek çok bakteriyel, viral ve mantar enfeksiyonlarında etkili olduğu yapılan araştırmalarda gözlenmiş, bu yönden oldukça yararlı bitkisel ürün lavanta özlü. Şimdi burada sosyal programda Çekerek ilçesinde yer alan Lavanta Adası geziyoruz, yerinde görmüş oluyoruz” ifadelerini kullandı.

“Dünyanın sayılı lavanta adalarından bir tanesi olmuş”

Yozgat Bozok Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Farmakoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamdi Temel, Lavanta Adası’nın dünya çapında bir yer olduğuna vurgulayarak, şunları söyledi:

“Değişik üniversitelerden gelen hocalarımız ve bizim özellikle Tıp Fakültesi hocalarımız, lisansüstü öğrencilerimiz, yüksek lisans doktora öğrencilerimiz ve diğer fakülteden gelen hocalarımızla beraber Lavanta Adası’nı geziyoruz. Sadece Türkiye’de demeyelim dünyanın sayılı adalarından bir tanesi olmuş Lavanta Adası. Gerçekten de Çekerek’te olan Lavanta Adamız sadece Türkiye’nin değil dünyanın sayılı lavanta adalarından bir tanesi olmuş. Lavantanın endüstriyel boyutu, sağlık boyutu çok önemli bir şey ama artık dünyada biliyorsunuz görsel efektler de çok etkili ve siz işin turizm boyutuna da girmeniz lazım. Burada insanlar gelip gerçekten, bizlerde uluslararası kimliğimiz olduğundan dolayı bu paylaşımlarınızı yaptığınız zaman çok değişik, çok farklı ülkelerden bizim akademisyen ve diğer hocalarımız, arkadaşlarımıza da ‘bu Çekerek nasıl bir yer’ olduğunu merak etmeye başlamışlar ki; zaten şimdi aşağıda da gördük bir Hindistan ekibi de burada. Onlar da bu bölgeye çok önem vermişler. Beraber yürütülmesi lazım bu programlarımız.”

“2017 yılında lavanta adını bilen yoktu”

Iğdır Üniversitesi’nde 8 yıl rektör olarak görev yaptıktan sonra yaklaşık 10 gün önce Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi’nden öğretim üyesi olarak göreve başlayan (Türkiye Bilimler Akademisi) TÜBA Üyesi Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma, adanın çok muazzam olduğuna vurgu yaptı. 2017 yıllarında Lavantanın tanınmayan bir bitki olduğunu dikkati çeken Alma, şöyle konuştu:

“Lavanta, kelime anlamı zaten temizlemek demektir, yıkanmak demektir. Görürsün marketlerde lavanta resimleri olur deterjanlarda, yıkanma kelimesi alyuvarda diye bir kavram var, hayat bilgisi diye lavantanın kaynağı da oradan geliyor, hayatın içinde olan bir bitki. Aslında 1970 yılında Fransa’dan ithal etmiş bir egzotik bitki, bize yerli olmayan bir tür. Fransa, Fas, Cezayir, Kuzey Afrika bu konuda çok ileri gitmiş durumdalar. Son yıllarda tebrik etmek gerekiyor Isparta Kuyucak bu işe el attı, hatta Lavandula diye bir köyde kurdular. Ciddi manada şu anda 3 bin 500 ton kadar ihracatını söz konusu, fakat maalesef 4 bin 500 ton kadar ithalatımız söz konusu, cariye açıkmış halen mevcut. 1970’li yıllarda başımasına rağmen ağır yürüyen bir sektör. Örneğin ben Iğdır’a rektör olduğum zaman 2017 yılında lavanta adını bilen yoktu, şu an 100 dönüm kadar lavanta ekili, yağını çıkartıyoruz, kremli yapıyoruz, losyonlarını yapıyoruz, aynı zamanda cilt bakım, tırnak kremlerini yaptık ve bakanlık onaylı sertifikalar aldık. Bu konuda son yıllarda şu anda olduğumuz Yozgat Bozuk Üniversitesi, özellikle Çekerek Belediye Başkanı yaptığı yatırımlar gördüğünüz gibi göl kıyısında muazzam bir yamaç şenlendirilmesi yapmışlar.”

“Bizim şu anda üretim gittikçe artıyor, bin 500 sonra çıktı”

Türkiye’de Lavanta üretiminin sürekl arttığını bildiren Prof. Dr. Alma, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Şu anda 2022 yıllarını datası elinde, TÜİK raporuna göre bin 500 tona çıkmış durumdayız ve dünya içerisinde şu anda 5’inci sıradayız. Birinci sırayı Bulgaristan, onu takip eden Fransa, Cezayir, Fas, Çin bu konuda çok atak yaptı son yıllarda her yerde olduğu gibi. Çin daha doğrusu lavantanın içindeki etken maddelerin sentezini yapıyor. Çünkü çok fazla ticari bir değeri olan bir ürün olması sebebiyle ona trend yaptı, meyil gösterdi. Bizim şu anda üretim gittikçe artıyor, bin 500 sonra çıktı. Nereden başladık; 2015’lerde 150 ton civarında, şu anda bin 500 tonlara doğru çıktı. Özellikle Isparta bu konuda, Denizli ve Tekirdağ Keşan’da buna çok önem veriyorlar. Lavanta yağı çok kıymetli, aynı zamanda lavanta yağı yüzde 2 ile 5 oranında olmasına rağmen geriye kalan yüzde 95’inde metanol ekstraktı yaparak kozmetik ve tıp sektöründe kullanmaya başladı. Buna by Prodak dediğimiz yani ürünleri değerlendirilme sektörüne de can suyu oldu. Lavanta gerçekten içinde 59’a yakın madde var, silecek etkisi var fakat antikanserde kullandığı zaman birkaç bitki ile kullanmak gerekiyor, mesela kekik gibi, adaçayı gibi.

“Tarım Bakanı’nın bir alım garantisi vermesi gerekiyor”

Lavanta üretiminde en önemli sorunun pazar olduğunun da altını çizen Alma, “Zaten bakanlığımızın bu konuda fizibilite raporları var, teşvikleri var, Orman Bakanlığının, özellikle TKKDK (Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu) destekleri söz konusu. Fakat özellikle Tarım Bakanı’nın bir alım garantisi vermesi gerekiyor. İnsanlar ekiyor biçiyor ama buna bir alım garantisi verip, devam ettirmek lazım, işin güzelliği devam etmesine bağlıdır. Sürdürülebilir olması için desteğe ihtiyacı var. Destekler kısmen var ama tam bilemiyorum fakat biraz daha önem vermek lazım, teşvik etmek gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Okumaya devam et

Haberler

Üniversitemizde Sağlık Bilimleri Açısından Lavanta Sempozyumu Açılış Programı Düzenlendi

Yayınlanma

Tarih

Yazar

Yozgat Valiliği, Yozgat Bozok Üniversitesi ve Çekerek Belediyesi iş birliğinde yapılan “Sağlık Bilimleri Açısından Lavanta Sempozyumu” düzenlenen açılış programıyla başladı. Üniversitemiz ev sahipliğinde 19-20 Haziran tarihlerinde düzenlenecek sempozyum ile lavantanın sağlık bilimleri alanındaki etkilerine dikkat çekilmesi ve bu alandaki akademik iş birliklerinin geliştirilmesi amaçlanıyor.

Mühendislik-Mimarlık Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenen açılış programına Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan, Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşar, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Güngör Yılmaz, Prof. Dr. Tansel Hacıhasanoğlu, Çekerek Belediye Başkanı Av. Üzeyir İnce, fakülte dekanları, daire müdürleri, sivil toplum örgütü temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan programın açılış konuşmasını yapan Sempozyum Başkanı Üniversitemiz Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Temel, sempozyumda lavantanın bilimsel yönlerini ele alarak mevcut araştırmaları paylaşmayı hedeflediklerini söyledi. Prof. Dr. Temel konuşmasında, Lavanta bitkisinin sağlık bilimleri açısından değerlendirilmesi amacıyla hazırlanan ‘Sağlık Bilimleri Açısından Lavanta’ kitabı hakkında katılımcılara bilgiler aktardı.

Sempozyumun Onursal Başkanı Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Evren Yaşar, sempozyumun bilimsel disiplinlerin bir araya gelerek halk sağlığına, çevreye ve bölgesel kalkınmaya nasıl katkı sağlayabileceğini gösteren bir örnek olduğunu ifade etti. Rektörümüz Prof. Dr. Yaşar konuşmasının devamında: “Lavanta, antik çağlardan bu yana hem halk hekimliğinde hem de modern fitoterapide kendine yer bulmuş, antimikrobiyal, antiinflamatuar ve sedatif etkileriyle dikkat çeken, bilimsel araştırmalara konu edilen ve çok yönlü bir bitkidir. Aynı zamanda Lavanta, Yozgat’ın iklimi, toprağı ve coğrafi avantajları sayesinde sadece sağlık alanında değil, kırsal kalkınma, tarım-sanayi entegrasyonu ve eko-turizm açısından da büyük potansiyele sahip. Özellikle Çekerek’te yürütülen Lavanta Adası ve Ürün Geliştirme Merkezi gibi projeler, üniversite-sanayi-kamu iş birliğinin somut birer çıktısı. Yozgat Bozok Üniversitesi olarak, tarım, sağlık ve teknoloji alanlarında disiplinler arası çalışmaları desteklemeye; bölgemizi hem bilimsel hem ekonomik olarak daha ileriye taşımaya kararlıyız” dedi.

Yozgat Valisi Mehmet Ali Özkan da lavantanın bölgesel kalkınma açısından önemine dikkat çekerek, sempozyumun amacına ulaşmasını temenni etti.

Açılış konuşmalarının ardından program, davetli konuşmacıların sunumlarıyla devam etti. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Hakkı Alma “Yetiştirme Ortamının Lavanta (Lavandula angustifolia Mill.) Bitkisinin Uçucu Yağ Kalitesine Etkisi”, Lokman Hekim Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İlkay Erdoğan Orhan “Lavandula stoechas ve Lavandula × intermedia’dan Hareketle Saç Dökülmesi Tedavisine Yönelik Etkisinin Araştırılması”, Gaziantep Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nazım Şekeroğlu ise “Farklı Lavanta Türlerinde Uçucu Yağ Üretiminde Ortaya Çıkan Yan Ürünlerin Değerlendirme Olanakları” konulu sunumlarıyla katılımcıları bilgilendirdi.

Okumaya devam et

Trendler

Prof. Dr. Hamdi Temel © 2020 Tüm hakları saklıdır. Site içerisindeki yazıların izinsiz ve kaynak gösterilmeden paylaşılması yasaktır.

Toplam Ziyaretçi Sayısı

maksibet giriş maksibet film hd izle film izle film hd izle şutbet giriş şutbet oslobet giriş oslobet betmoris giriş betmoris elexusbet giriş favorislot elexusbet giriş